Albay Levent Türkel’in komutanlığı ve ikinci şef Fatih Erdoğdu’nun yöneticiliğinde gerçekleştirilen konser, Milli Savunma Bakanlığı (MSB) Armoni Mızıkası ile Dr. Mete Gökçe’nin çalıştırdığı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı Korosu’nun sahnede buluşmasıyla geri dönüş yaptı. Soprano Gökçe Nur Semerci’nin solist olarak yer aldığı etkinlik, bayram tatilinin dokuz güne çıkarılması nedeniyle duyurusu ve provaları aksamış olmasına rağmen dinleyicilerin ilgisini çekmeyi başardı.
Erdoğdu yönetimindeki ilk bölümde, Armoni Mızıkası’nın izleyicilere müzikal bir tanışma sunması sağlandı ve kendi tarihinden Zati Arca’nın eserine de yer verildi. Etkinlik esnasında Türkiye genelindeki salonların akustik sorunları gündeme geldi ve solist için mikrofon kullanımı zorunluluk haline geldi. Semerci’nin seslendirdiği repertuvara hâkimiyeti, dinleyiciye ulaşan duru insan sesi ve ses düzeni aracılığıyla rahat bir iletişim sağladı. Türkel yönetimindeki ikinci bölümde ise koro ile birlikte Jean Sibelius’un ünlü “Finlandiya” eseri enerjik bir şekilde yeniden hayat buldu. Armoni Mızıkası’nın çalgı dallarındaki bireysel gelişimi ve korodaki gençlerin gösterdiği heves ve çalışkanlık, iyi bir uyum yaratmayı başardı.
DÖNÜM NOKTASI
Konser, ÇOMÜ Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı öğrencileri için önemli bir dönüm noktası oldu. Müzik eğitimi ana bilim dalına kabul edilen öğrencilerin çoğunluğu, yalnızca sınırlı müzik dersleri almış Anadolu lisesi mezunlarından oluşuyor. Ancak, bu gençlerin doğru solfej eğitimi ve yeterli koro çalışmalarıyla gelişim göstermeleri mümkündür. Bu konser, bu bakımdan gençlerin potansiyellerini sergileyebilmeleri adına önemli bir fırsat sundu. Dr. Mete Gökçe’nin yalnızca zorlu bir eğitim sürecinden geçen öğrencilerle bu kadar verimli bir çalışma yapabilmesi, müzik eğitiminin potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi.
LİSE KAYNAĞI AÇILMALI
1826 yılında II. Mahmut’un mehteraneyi kaldırmasıyla başlayan sürecin ardından, askeri müziğin modernleşmesi için birçok adım atıldı. Musika-i Hümayûn unvanıyla anılan bu kurum, zamanla farklı birçok değişim yaşadı ve belirli dönemlerde ihmal edildi. 1932 yılına kadar tek çatı altında kalan bu yapı, sonrasında Senfoni Orkestrası ile Milli Eğitim Bakanlığı’na, Armoni Mızıkası da MSB’ye bağlanmıştır. Armoni Mızıkası, birçok müzisyen fırtınası yaşadı ve 1963 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesine alındığı zaman, niteliği de değişti. Geçen yıl, 116 yıl sonra askeri müziğin bir üst kademesine terfi eden bir müzisyen, kurumun görünürlüğünü ve kalitesini artırdı.
Armoni Mızıkası’nın eğitim konserleri vermesi, Anadolu ile kucaklaşmalarını sağlarken, müzik eğitimi kaynaklarının da güçlendirilmesi gerektiği ortadadır. Askeri müzik alanındaki eğitim sürelerinin kısaltılması, mezunların niteliği ile ilgili büyük endişeler taşımaktadır. Ora’ya katılacakların yeterlilik seviyelerinin artırılması adına, lise kaynaklarının açılması şart görünmektedir.
KOLAY DEĞİL
Müzik eğitimi, özellikle birlikte orkestrada çalmak pek de kolay bir süreç değildir. Armoni Mızıkası’nın 200. yaşını kutlamaya yaklaşırken, bu prestijli kuruma katılacak olanların niteliklerinin oldukça iyi olması gerekmektedir. Dünyada bu kadar uzun tarihi ve öneme sahip bir müzik kurumu, geçmişteki ulaştığı başarılarla yeniden anılması ve gelişmesi için doğru adımlar atması gerekmektedir. Kurumun yeni müzisyen paşaları yönetiminde önemli projeler ve konserlerle geçmişteki ününe kavuşması hiç de zor gözükmemektedir. Çünkü Armoni Mızıkası, sadece askeri bir bando değil; aynı zamanda Türkiye’nin en köklü ve müzik alanında öncü kuruluşlarından birisidir.