Belçika basınında yer alan haberlere göre, Audi markasının Brüksel’deki üretim tesisi, 28 Şubat 2025 tarihinde üretim faaliyetlerini sonlandırdıktan sonra gelecekte nasıl değerlendirileceği konusunda çeşitli seçenekler üzerinde tartışmalar sürmektedir. Fabrikanın askeri üretime yönlendirilmesi, bu seçenekler arasında en çok öne çıkan fikirdir. Brüksel’deki bu tesiste yaşanan kapanma, bölgenin ekonomik durumu ve iş gücü açısından önemli etkilere sahip olmuştur.
Belçika Savunma Bakanı Theo Francken, fabrikanın savunma şirketlerine tahsis edilmesi ve askeri üretim yapılması gerektiğini savunanlar arasında yer almaktadır. Bu bağlamda bakan Francken, tesisin geleceğini değerlendirmek amacıyla savaş sanayi temsilcileriyle birlikte fabrikayı ziyaret etmeyi planlamaktadır. Böyle bir adım, tesisin yeniden bir işlev kazanması açısından önemli bir fırsat sunabilir. Ancak askeri üretim gibi bir yönelim, bölgedeki halk arasında farklı düşüncelere yol açmaktadır.
Bölgenin yerel yöneticisi olan Forest Belediye Başkanı Charles Spapens ise askeri üretime yönelme fikrine karşı çıkarak, bunun olumsuz sonuçlar doğurabileceği konusunda endişelerini dile getirmiştir. Spapens, askeri üretim yapılması durumunda bölgede saldırı riskinin artacağını ve bu nedenle tesisin “ilk bombalanacak yer” olabileceği uyarısında bulunmuştur. Bu tür endişeler, bölgede yaşayanlar ve iş güvenliği açısından dikkate alınması gereken önemli hususlardır.
Bir başka seçenek olarak ise, fabrika alanının bölümlere ayrılarak daha küçük üreticilere tahsis edilmesi gündeme gelmektedir. Brüksel’in Forest belediyesinde yer alan fabrika, toplam 54 hektar alan üzerine kurulu olup, mevcut durumla ilgili tartışmalar devam etmektedir. Tesisin nasıl değerlendirileceğine dair net bir çıkarım elde edilememiştir ve bu belirsizlik, yerel ekonomi ve işgücü açısından kaygılar yaratmaktadır.
Audi markasına ait olan 76 yıllık Brüksel fabrikası, Volkswagen Grubu’na bağlıdır ve kapanma süreci, şirketin 2024 Eylül ayında bu fabrikada üretim için hiçbir model tahsis etmediğini açıklamasının ardından başlamıştır. Bu durum, fabrika çalışanlarını ve sendikaları büyük bir endişeye sevk etmiş ve iş bırakma gibi protestolara yol açmıştır. Çalışanlar, işbaşı yapmamış, bu süreçte yoğun protestolar düzenlemiş ve üretim tamamlanmış otomobillerin anahtarlarını teslim etmişlerdir.
Audi, kapanan Brüksel fabrikası için yeni yatırımcı arayışına girmiştir. Ancak, bu süreçte 20’den fazla yatırımcıyla görüşmeler yapılmasına rağmen, uygun bir alıcı bulmak oldukça güç olmuştur. Bu durum, hem tesisin geleceği hem de işgücü açısından olumsuz gelişmelere neden olmuştur. Belçika’daki bu gelişmeler, hem yerel yönetimlerin hem de halkın karar süreçlerinde etkin rol alması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.