USD42,96
%0.06
EURO50,55
%0.17
BIST11.220,17
%0.62
Petrol61,08
%-0.44
GR. ALTIN6.002,80
%0.16
BTC0,000000
%0
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Bir garip kurultay…

Bir garip kurultay…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özgür Özel, dün son bir yılda 3 kez Genel Başkan seçildi, yazması bile garip ama durum gerçekten bu.

Ana muhalefet partisinin son iki yıldaki dördüncü kurultayı bu.

İlkinde Özgür Özel, Kemal Kılıçdaroğlu’nu devirdi, diğer üç Kurultay’a tek aday olarak girdi.

Geçmişte de benzer kurultaylar dönemi var ama o zaman bitmeyen bir liderlik mücadelesi vardı.

Erdal İnönü ile Deniz Baykal arasındaki mücadeleden dolayı parti Eylül 1990, Temmuz 1991 ve Ocak 1992 olmak üzere 16 ayda 3 kere kurultaya gitmişti.

CHP’de Özgür Özel’den başka genel başkanlık hayali kuranlar, parti içi muhalefet yok mu, elbette var ama görünen, o hayali kuran kişinin delege iradesi değil, mahkeme kararıyla koltuğa oturmak istediği.

SHP’nin enerjisini kurultaylara harcadığı dönemde Erdal İnönü, Deniz Baykal için hizipçi ifadesini kullanmıştı.

Geldiğimiz nokta gösteriyor ki Baykal’a haksızlık etmiş İnönü, en azından Baykal atama yoluyla değil, delege desteğiyle koltuğa oturma mücadelesi vermişti.

Şu geçen bir yıl CHP’nin kurultayları kadar adliye koridorlarına da baktığımız bir yıl oldu, üstelik mutlak butlan davası yine CHP’li olduğunu söyleyenler tarafından açıldı.

Televizyonlara bakıyorum bir başka garabet daha çıkıyor karşıma…

CHP Kurultayı’nın yorumlandığı programlardan birisinin konuğu eski bir başsavcı olmuş.

Bir garip kurultay…

Deniz Baykal’ın bir dönemin pop yıldızı Ricky Martin gibi merdivenlerden indiği kurultay dahil salonda ve salon dışında çok CHP kurultayı izledim, ilk kez bir kurultayın emekli yargı mensuplarının yorumu alınarak yapıldığını gördüm.

Kürsüde moralli bir Özgür Özel vardı ama metni iyi çalışılmış konuşmasında sıkıntılı bir nokta gördüm.

31 Mart yerel seçimlerinde imkânsız denilen yerleri ve nüfusun yüzde 85’ini kapsayacak şekilde belediyeleri kazandığını hatırlatıp, sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimi için A’dan Z’ye tek planın Ekrem İmamoğlu olduğunu söylemek Özel’in kendisine yaptığı haksızlık olmuş biraz.

A’dan Z’ye tüm planların tek isim olmasına gelince;

Ekrem İmamoğlu’nun seçim döneminde hukuki durumunun adaylığa el verip vermeyeceği henüz belli değil.

Bunu mevcut iddianameye göre değil, süren diploma davası, siyaset yasağı talep edilen davalara bakarak söylüyorum.

Seçmene tüm planlarınızı İmamoğlu üzerine yaptığınız mesajını verirseniz, İmamoğlu aday olamadığında çıkacak adayı yarışta geriden başlamak zorunda bırakırsınız.

Özgür Özel, Genel Başkan olarak partisinin belediye başkanını savunmak zorunda, siyaset bunu gerektiriyor ama bu noktada bir doz ayarı yapmak gerekir mi, bence üzerinde düşünmek lazım…

En garip olan, Kurultay’a dair konuşulanlar arasında parti programında yapılan değişikliklerin en sonda yer alması.

CHP, en son 2008’de parti programını güncellemiş.

Şaka değil, o zaman parlamenter sistemle yönetiliyorduk, FETÖ’nün darbe girişimini yaşamamıştık, yapay zekâyı geçtim, daha sosyal medyayı Facebook’tan ibaret zannettiğimiz, bilimin DNA düzenlemesine dair çalışmalarının yeni başladığı, elektrikli araçların piyasada olmadığı dönemlerde. Küresel iklim değişikliği o zaman sadece ilgilenenlerin bildiği bir durumdu. Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduğu yıllara dair çok şeyi konuştuk.

Mesela CHP, Sosyalist Enternasyonal’den atılmalıdır diyenlerin, CHP’ye Genel Başkan Yardımcısı olmaları, neo-liberal politikalarda imzası olan eski sağ siyasetçilerin bütçe görüşmelerinde CHP Grubu adına konuşmaları, FETÖ liderine Taraf Gazetesi’nde güzellemeler yapanların 5 yıl Genel Başkan Yardımcısı yapılmalarını, hazırladıkları taslakta Anayasa’dan Türk ifadesinin çıkması gerektiğini savunanların, federatif yönetim sistemini önerenlerin CHP’ye monte edilmesi, delegenin üzerini çizdiği isimlerin seçimlere giderken tanıtım bütçesi dahil tam yetkiyle ama başka isimle koltuklarını korumaları dahil bir sürü şey geliyor aklıma. Siyasi partilerde tüzük ve parti programı son derece önemlidir ya, 17 sene sonra gelen değişikliği kimse konuşmadı. Demek ki burası bir iletişim noktası olmalı…

CHP’nin 6 okundan 2’sini kendisine yakın bulan il başkanları da oldu, küçük balıkların büyük balığı yutmasına göz yumanlar, İstanbul Sözleşmesi’ne dönüşü oyu yüzde 1 bile olmayan partileri kızdırmamak adına seçmene vaat ettiği metne koydurmayanlar da oldu.

Tüm bunlardan ötesi, bu ülkede Anayasa’dan Türklüğü çıkarmayı önerenler, federatif sisteme geçmek isteyenler olabilir, onlar bir parti de kurabilirler ama o fikirde olanları CHP’ye aldığınızda, CHP’yi onların istediği şekle sokmaz, onların CHP kimliğine uygun davranmalarını istersiniz.

Bu önemli nokta uzun yıllar boyunca görmezden gelindiği için Özel’in Kurultay konuşmasında çizdiği ideolojik çizgide yol arkadaşlarına ihtiyacı var. “İktidar hata yaparsa ben iktidar olurum” demek yerine, vatandaşa “Bunlar Türkiye’yi daha iyi yönetir” dedirtmenin yolu aslında bu ideolojik çizgiden de geçiyor. Üstelik bu Mustafa Kemal Atatürk konusunda özü sözü bir olmayı da sağlar…

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Bir garip kurultay…
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!