Afazi ve demans hastalıklarıyla mücadele eden ünlü Hollywood yıldızı Bruce Willis’in kızı da zor zamanlar geçiriyor. Bruce Willis’e, Mart 2022’de beynin bazı bölgelerinde işlev bozukluğu sebebiyle afazi teşhisi konuldu. Ardından ailesi, 68 yaşındaki yıldızın frontotemporal demansa yakalandığını açıkladı. Bu hastalıklar nedeniyle oyunculuğu bırakan Willis’in 1987-2000 yılları arasındaki evliliğinden dünyaya gelen 30 yaşındaki kızı Tallulah Willis, geçtiğimiz yaz otizm teşhisi aldığını duyurdu. Tallulah, Instagram’da babasıyla birlikte bir etkinliğe katılırken çekildiği bir video paylaşarak otizmle ilgili konuştu. Otizmin, sosyal becerilerde, tekrarlayan davranışlarda ve iletişimde zorluk yaşatan bir bozukluk olduğunu belirtti. Otizmli çocukların sayısının dünya genelinde yaklaşık 100 çocuktan 1 olduğu tahmin ediliyor.
Bruce Willis’in sağlık sorunlarına ilişkin haberler kasımda gündeme gelmişti. Willis, ödüllü bir aktördür ve şöhretini Die Hard serisi ve Pulp Fiction gibi filmlerle kazanmıştır. Ancak son yıllarda sağlık sorunları nedeniyle sinemayı bırakmak zorunda kaldı. Afazi, bireyin konuşma, anlama ve okuma-yazma becerilerini etkileyen bir durumdur ve hastalığın tedavisi genellikle bir konuşma terapisti tarafından yapılır. Demans ise bilişsel işlevlerde ilerleyici bir bozukluk olarak tanımlanır ve genellikle yaşla birlikte ortaya çıkar. Frontotemporal demans, beynin frontotemporal loblarını etkileyen bir tür demanstır ve kişilik, davranış ve dilde değişikliklere neden olabilir.
Tallulah Willis, annesi Demi Moore ve babası Bruce Willis’in ünlü çocukları arasındadır. Ünlü aile, medyanın sürekli ilgisini çeken bir ailedir ve her adımları haber olur. Tallulah, kendi zorluklarıyla açıklamaya cesaret ederek otizm teşhisini kamuoyuyla paylaşmış ve farkındalık yaratmıştır. Otizmli bireylerin ve ailelerin yaşadığı zorlukları anlatarak toplumsal algıyı değiştirmeye çalışmıştır. Bu durum, otizmli çocuklara destek olmayı ve farkındalık yaratmayı amaçlayan önemli bir adımdır. Tallulah’ın cesur açıklamaları, otizm konusunda toplumda daha fazla anlayış ve destek yaratılmasına katkı sağlayabilir.