2023 Cannes Film Festivali, Altın Palmiye adaylarının sayısının Lynne Ramsay ve Saeed Roustaee’yi de ekleyerek yirmi bire ulaştığını duyurdu. Festivalin ana jürisi, Juliette Binoche başkanlığında toplanacak ancak henüz jüri üyeleri açıklanmadı. Cannes’a katılacak filmlerin kalitesi ve yönetmen çeşitliliği göz önüne alındığında, bu yılki festivalin oldukça heyecan verici geçmesi bekleniyor.
Cannes’ın “Belirli Bir Bakış” (Un Certain Regard) bölümüne eklenen iki kadın da dahil olmak üzere toplam dört yönetmenin eserleri ile birlikte, toplam sunulacak film sayısı 18’e yükseldi. Bu bölümde, ayrıca Altın Kamera ödülüne aday olan sekiz ilk filmin de bulunması, festivalin genç yeteneklere olan desteğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Öne çıkan filmler arasında, Amerikalı aktris Kristen Stewart’ın yönetmenlik debutu olan “The Chronology of Water” dikkat çekiyor.
Kadın yönetmenlerin filmlerinin festivaldeki yüksek oranı ve ilk filmlerin sergilediği güçlü performans, sinema sanatının değişen yüzünü ve geleceğini gözler önüne seriyor. Tüm bu zorluklara, coğrafi engellere ve artan sansüre rağmen, sinemanın kendini yeniden keşfetme çabası, seyircilerde umudu tazeleyecek gibi görünüyor. Genç yönetmenlerin çok boyutlu gerilimler, sıcak savaşlar ve kırılma noktaları ile dolu bu dünyaya dair bakış açıları, izleyiciler için büyük bir merak uyandırıyor.
Festivalin “Cannes Première” bölümünde yer alacak olan Fatih Akın’ın da katıldığı üç yönetmanın eserleri, Filipinler, Japonya ve İzlanda sinemalarından gelecek. Lav Diaz, Koji Fukada ve Hlynur Palmason gibi isimler, bu yıl festivalde ses getirecek yapımlar sunacaklar. Ödülsüz bölümde gösterime girecek olan filmler arasında, Ethan Coen’in kardeşi Joel olmadan çektiği ikinci filmi “Honey Don’t” da dikkat çekiyor.
Ayrıca, ödülsüz “özel seanslar” (Séances spéciales) bölümüne eklenen dört film de ilk filmlerden oluşmakta. Bu durum, “Altın Kamera” ödülünün, bu yıl “Altın Palmiye” mücadelesinden daha çetin geçeceğine işaret ediyor. Festivalin 1963’ten beri düzenlenen en eski yan bölümü olan “eleştirmenlerin haftası” da (Semaine de la Critique) zaten ilk ya da ikinci filmlerden oluştuğu düşünülünce, bu yılki festivalin genç sinemacıların yönlendirilmesi açısından da önem taşıyacağı ortaya çıkıyor. Ayrıca, 1968 olaylarından sonra alternatif bir festival niteliğiyle gündeme gelen ve bu çerçevede önemli bir ilerleme kaydeden “yönetmenlerin on beş günü” (Quinzaine des Cinéastes) bölümünde, toplamda 18 film arasında 8 ilk film bulunması, bu sinema platformunun bağımsız sinemayı destekleme konusundaki kararlılığını gösteriyor.
İtalyan yönetmen Alice Rohrwacher’in başkanlığındaki Altın Kamera jürisinin, festivalin yoğun, zorlu ve bir o kadar heyecan verici atmosferinde hangi kararları alacağı, merakla bekleniyor. Genel olarak, bu yılki Cannes Film Festivali, sinemanın dinamik yapısını yansıtan farklı bakış açılarına ve hikayelere ev sahipliği yapmasıyla dikkat çekecek.