“Şarlo” karakteri ile özdeşleşen, 1889 doğumlu İngiliz sinema yönetmeni, oyuncu, yazar, besteci, kurgucu ve komedyen Charles Spencer Chaplin‘in hayatı, sahne sanatlarıyla bütünleşerek izleyici ile tekrar buluştu. Özellikle sinemanın erken dönemlerinin en önemli figürlerinden biri olan Chaplin’in, hem kişisel yaşamı hem de sinema kariyeri oyunun ana temasını oluşturuyor. Bu çok yönlü sanatçının, toplumun sosyal ve ekonomik sorunlarına yaptığı eleştiriler, eserlerinde sıkça yer bulmuş ve günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır.
Yapımı MSP olan ve Mert Siliv tarafından yapımcılığı üstlenilen “Chaplin” oyunu, Aksel Bonfil‘in kaleme aldığı bir eser. Yönetmen koltuğunda ise Saim Güveloğlu yer alıyor. Bu eser, yalnızca Chaplin’in kariyerini değil, aynı zamanda onun yaratıcılık sürecini, karşılaştığı zorlukları ve yaşadığı trajedileri de inceliyor.
Oyun kadrosu oldukça iddialı isimlerden oluşuyor. Başrollerde Aybüke Pusat, Şebnem Dönmez, Emre Taşkıran, Murat Danacı, Defne Koldaş, Semih Ali Aksoy ve Çınar Yener gibi yetenekli oyuncular yer alıyor. Her biri, karakterlerine hayat verirken Chaplin’in zengin dünya görüşünü bir nebze de olsa yansıtmaya çalışıyor. Oyun, bu oyuncuların performansları ile daha da güçlü bir hale geliyor. Chaplin’in ince mizah anlayışı ve derin duygusal yapısı, sahnelerde etkileyici bir şekilde hayat buluyor.
Oyun için hazırlanan dekor ve kostüm tasarımı Gamze Kuş‘a, koreografi ise Tuğçe Ulugün Tuna‘ya ait. Bu desenler ve sahne düzenlemeleri, Chaplin’in dönemini ve karakterinin ruh halini yansıtmakla kalmıyor, aynı zamanda izleyicileri o döneme götürmeyi başarıyor. Kostüm tasarımı, izleyiciye hem eğlenceli hem de düşündürücü bir görsel deneyim sunuyor. Tüm bu unsurlar bir araya geldiğinde, ortaya çıkan eser, Chaplin’in hayata bakışını ve ince mizahını bir kez daha hatırlatıyor.
Sonuç olarak, “Chaplin” oyunu, sadece bir tiyatro oyunu değil, aynı zamanda bir dönemi, bir sanatçıyı ve onun topluma bıraktığı izleri de gözler önüne seriyor. Bu yapım, hem Chaplin’in sanatsal mirasını yaşatmayı hem de izleyiciyi düşündürmeyi başarıyor. Tiyatro severler için kaçırılmaması gereken bir deneyim sunarak, Chaplin’in eserlerinin ve felsefesinin hâlâ günümüz için ne kadar önemli olduğunu vurguluyor.