CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, ülkemizde yaşanan ithalat ve ihracat üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Gürer, Türkiye’nin 21 kategoride arz açığı yaşadığını belirtirken, bu ürünler arasında ticari ilişki kapsamında 100’den fazla ithalat yapıldığına dikkat çekti. Bakanlarının bu ithalatlara dair kimler olduğunu, ürünlerin nereden getirildiğini ve alış fiyatlarını açıklamaktan kaçındığını belirten Gürer, bu bilgilerin ticari sır olarak nitelendirildiğini ifade etti. Ayrıca, ithal gıda ürünlerinin denetlenmesinin iktidarın sorumluluğunda olduğunu ve ülkemize gelen ürünlerin, diğer ülkelerde sorunlu bulunmasına rağmen sorunsuz kabul edilmesini sorguladı.
Gürer, 2025 yılı boyunca, 1 Ocak – 3 Mart tarihleri arasında Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) ihraç ettiği gıda ürünlerine dair toplam 84 bildirim yapıldığını açıkladı. Bu rakam, Türkiye’nin AB ülkeleri arasında en çok bildirim alan ülke olduğunu ortaya koymakta. Söz konusu bildirimler, tüm Avrupa genelinde yapılan toplam 755 bildirimin %11’ini oluşturuyor.
Ayrıca, Gürer Türkiye’nin ithal ettiği gıda ürünlerinin sorunsuz olduğunu vurgularken, farklı ülkelerden gelen ürünlerin neden Türkiye’ye sorunsuz şekilde girdiğini sorguladı. Örneğin, Iran’dan Türkiye’ye 23.153 ton hurma ithal edilirken, aynı ürünler Slovenya tarafından norovirüs nedeniyle iade edilmişti. Lüksemburg’un İtalya’dan mısır unu ithal ettiğinde olumsuzluk tespit edilip iade edilmesine rağmen, Türkiye’nin aynı ülkeden 34 ton mısır unu ithal ettiğinde herhangi bir sorunla karşılaşmadığını belirtti. Fransa’nın Belçika’dan çikolatalarda iade kararı almasına karşın, Türkiye’nin aynı dönemde 116 ton çikolata ithal ettiğinde sorun yaşanmaması dikkat çekiciydi.
Gürer, ithalat denetimlerinin yeterliliğini sorgularken, Almanya’nın Brezilya’dan ithal ettiği karabiberde seviye aşımı tespit ettiğini ve bu ürünün iade edildiğini, Türkiye’nin ise aynı dönemde ithal ettiği 20.604 ton bademde herhangi bir sorun olmadığını belirtti. Bu durum, Türkiye’nin denetimlerinin ciddi bir şekilde sorgulanmasına neden oldu. Peru’dan ithal edilen kahvede Belçika’nın mineral yağ tespit etmesi ise benzer bir durumu gözler önüne serdi. Türkiye’nin 313 ton kahvede de herhangi bir soruna rastlanmadığının belirtilmesi dikkat çekiciydi.
Ömer Fethi Gürer, ABD’den Almanya’nın ithal ettiği cevizlerde Salmonella bulunması sonucu ürünlerin iade edildiğini hatırlatarak, Türkiye’nin aynı dönemde 30.547 ton ceviz ithal etmesine rağmen sorun yaşanmaması durumu değerlendirilmesi gereken bir durum olarak nitelendirildi. Ayrıca, Almanya ve Hollanda’dan ithal edilen tohumluk patateslerde yapılan laboratuvar testlerinde yaprak kıvırcığı virüsü tespit edilmesi sonucunda, ithal edilen 500 ton patates tohumu iade edilmiştir. Gürer, patates siğili hastalığının da ithal tohumlarla geldiği iddialarının gündeme geldiğini ancak daha önce herhangi bir iade bildiriminin olmadığını vurguladı.
Türkiye’nin ithal gıda ürünlerinde pek çok sorun yaşanan ülkeler için sıklıkla sorun yaşandığına dikkat çeken Gürer, ancak ithal ürünlerde sadece tohumluk patates dışında olumlu bir tablo sergilendiğini ifade etti. Bu hamle, Türkiye’nin veriler üzerinden değerlendirilmesinde Avrupa Birliği’ne göre daha esnek ya da daha kontrolsüz olup olmadığının sorusunu gündeme getiriyor. Türkiye’nin 2025 yılında Avrupa’ya gönderdiği ürünlere yönelik bildirim türüne bakıldığında 49 sınır reddi, 22 dikkat edilmesi gereken bilgi bildirimi ve 11 uyarı bildirimi gibi veriler dikkat çekiyor.
2023-2024 yıllarında Avrupa Birliği yem ve gıda hızlı alarm sistemine takılan 10.000 ürün olduğu bilgisini veren Gürer, Türkiye’nin 851 ürünle bildirim yapılan ülkeler arasında önemli bir sıralamada yer aldığını söyledi. Bu durum, hem ülkertin hem de AB’nin dikkatli ve sıkı kontrol gerektirdiğini ortaya koyuyor. Son olarak, Gürer, Türkiye’nin ihraç ettiği gıda ürünleri açısından dikkatle ele alınması gereken bir durum olduğuna vurgu yaptı.