Hatay Büyükelçisi için CHP’nin temsilcisi olan Nermin Yıldırım Kara, son zamanlarda Hatay bölgesinde 25’ten fazla taşocağı ve maden ocağına ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildiğini belirtmiştir. Bu konuda daha fazla bilgi almak için bir soru önergesi düzenlemiştir.
Yıldırım Kara tarafından yapılan yazılı açıklamada, Hatay’ın eski ihtişamına geri dönebilmesi için doğasıyla baş başa yaşaması gerektiğini vurguladı. Ev yapımında kullanılan taşların çıkarılması amacıyla, rekolte seviyesi son derece yüksek olan ve çoğu zamanda halkın tek geçim kaynağı olan zeytin bahçelerinin fark edilmeden tahrip edildiğini belirtti. Aynı zamanda yıkım çalışmalarının genellikle gündüz vakti ve hafta sonları yapıldığını belirtti. Yıldırım Kara, uyarısını; “Hatay’ın gelişim sürecinde zeytinliklerden bereketli tarım arazilerine, tarihi güzelliklerden su kaynaklarına kadar her detayın eksiksiz bir şekilde korunması gerekmektedir. Aksi takdirde, yıllardır bizimle birlikte olan ve atalarımızdan kalma doğal kaynaklarımız ciddi şekilde tehdit altında kalacaktır. İktidar, bu durumun hem Hatay halkına hem de çevremize tahrip edilmesi mümkün olmayacak zararlar vereceğini anlamalı” dedi.
Mevcut hükümetin, depremi bahane göstererek, tam teşekküllü bir iş başvurusu gerçekleştirdiği belirtilmiştir. Yıldırım Kara, bu duruma karşı çıkarak ekosistemin ve insan yaşamının etkilerini sorguladı ve yıllar sonrasında oluşabilecek sağlık sorunlarına vurgu yaptı. Ayrıca sözlerine “Kim bu durum için sorumlu olacak? Kamu hizmetlileri, bakanlıklar, yöneticiler bu durum karşısında nasıl bir tavır alacak?” sorusunu ekledi.
Yıldırım Kara, halkın katılımı sağlanmadan yapılan bu kararları bir çeşit kuşatma olarak açıkladı. İlgili tesislerin genellikle çevreyi ciddi olarak kirlettiği belirtildi. Söz ettiği işletmeler genellikle taş ocakları, kalker tesisleri, karma-eleme başlıkları, cüruf geri kazanımı ve hazır beton fabrikaları olarak belirlendi. Bu şekilde yapılan faaliyetler bölgedeki vatandaşların hayatını olumsuz yönde etkileyip, su kaynakları ve toprakları kalıcı şekilde kirletmektedir. Yıldırım Kara, önergesinde şunları sordu:
1) 6 Şubat depremlerinden bu zamana kadar “ÇED Gerekli Değildir” kararı ile Hatay İli’nde kaç tane taş ocağı ve maden tesisine izin verildi?
2) Gündüz saatleri ve hafta sonlarında yapılan patlatmalar can ve mal güvenliği tehdit etmekte mi?
3) Patlamalardan dolayı oluşan tozlar ve hava kirliliğinden kaynaklanan sağlık sorunlarının ücretini kim ödeyecek?