DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Manisa Milletvekili Selma Aliye Kavaf, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan “Çocukların Dijital Ortamlarda ve Sosyal Medyada Korunmasına Dair Kanun Teklifi” hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Kavaf, dijital ortamlardaki kontrolsüz kullanımın çocuklar üzerindeki tehlikelerine vurgu yaparak, Adalet Bakanlığı’nın “Adalet İstatistikleri 2023” raporuna dikkat çekti. Sadece bu yıl içerisinde çocuklara yönelik cinsel istismar konusundaki açılan dosya sayısının 40 bin 713’e, bu dosyalarda yer alan şüpheli sayısının ise 36 bin 275’e ulaştığını belirtti.
2015–2023 yılları arasındaki dönemde çocuklara yönelik cinsel istismar suçlarının %94 oranında bir artış gösterdiğine dikkat çeken Kavaf, bu durumu acil önlem alınması gerekmektedir şeklinde yorumladı. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine atıfta bulunarak, suça sürüklenen çocuk sayısındaki dramatik artışı dile getirdi. 2021 yılında 133 bin olan bu rakam, 2022 yılında %56’lardan fazla bir artışla 207 bine ulaştı. Bu istatistiklerin toplum açısından alarm verici olduğunu ifade eden Kavaf, dijital dünyadaki kontrolsüz kullanımın bu tehlikelerin başlıca sebeplerinden biri olduğuna dikkat çekti.
Kavaf, kanun teklifinin uluslararası standartlara uygun olarak hazırlandığını ve özellikle dijital platformlara yönelik önemli düzenlemeler içerdiğini açıkladı.
Aynı zamanda Kavaf, Meclis Başkanlığı’na sundukları soru önergesi ile sosyal medya üzerinde büyük yankı uyandıran hijyen dışı gıda üretimi ve yemek sektörü uygulamalarını da gündeme taşıdı. Bu konunun toplumsal sağlığa yönelik önemli bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
HİJYEN SORUNLARI ALARM VERİYOR
Kavaf, sosyal medya platformlarında “Gıda Dedektifi”, “Roma Gurme Bükücü” ve “Gurme Bacı” gibi hesaplar tarafından paylaşılan görüntülerin hijyen standartlarına aykırı olan üretim süreçlerini gözler önüne serdiğini belirtti. Bu görüntülerin büyük endişe yarattığını ifade etti.
Kavaf, bu görüntülerin doğruluğunun araştırılması gerektiğini, ilgili işletmelerin denetlenmesi ve halk sağlığını tehdit eden uygulamalara karşı hızlı önlemler alınması gerektiğini savundu. Ayrıca, bu ihlallerin yalnızca tespit edilmesiyle sınırlı kalmayıp, kalıcı çözümler üretilmesi ve gıda güvenliği standartlarının iyileştirilmesi için kapsamlı öneriler sunduklarını vurguladı.