Bazı alışkanlıklarımızın dışına çıkmak istemiyoruz millet olarak, mesela kırmızı etli hayvanlarda koyunun olmadığı yerde keçiye Abdurrahman Çelebi derler demesine de ama bu kadar keçi sürüsü varken kasaplarda keçi eti yada pirzolası ne hikmetse bulunmaz ve satılmaz. Peki neden? Keçinin koyundan tek farkı var, daha hareketli ve çevik bir hayvan. Bu yüzden de koyun gibi yağlı değil ve aslında sağlık açısında da tercih edilmesi gereken bir mahluk. Yıllardır ülke genelinde her yerde yetiştirilir, sütünden ve peynirinden faydalandırılır, ama etine gelince çeşitli bahaneler uydurularak yenmez. Çok ilginç bir milletiz. Diğer ülkelerde millet domuz başta olmak üzere salyangozdan tutunda fare dahil olmak üzere saymakla bitiremeyeceğim çeşitli yaratıkları öküz gibi tüketir, biz mis gibi keçiyi bile yemekten çekiniriz. Kısacası insan olarak bazı konularda keçi gibi inatçıyız doğrusu. Ülkede kırmızı et kuyrukları oluşturulur, ama keçi eti ve kıyması bedava desek kimse o kuyruktan çıkmaz ve illaki dana yada koyun etini yemek için sırasını bekler.
Keçi etinin Toroslar bölgesinde büyük bir keyif ve istekle tüketildiğini anlatan Saatçi, “Keçi etindeki kolesterol ve yağ seviyesi diğer etlere göre daha düşüktür. Özellikle doymamış yağ asitleri bakımından zengindir ve doymuş yağ asitleri de diğer kırmızı etlerle kıyaslandığında daha düşüktür. Bu da günümüzün rahatsızlıkları olarak görülen kalp ve damar hastalıklarını engellemede sağlıklı bir diyet olarak kullanılabileceğinin göstergesidir” dedi.
“EN AZ YAĞA SAHİP HAYVAN”
Saatçi, keçi etinin, en düşük kaloriye sahip görülen tavuk etinden bile daha düşük kalorisi olduğunu kaydetti.
İnsanların daha çok yağa değil, ete para vermek istediğini ifade eden Saatçi, “Keçi, gerek kas içi gerek kas arası gerekse deri altı yağı olarak en az yağa sahip hayvandır. Doymamış yağ asitlerinin zenginliği, doymuş yağların azlığı… Bütün bunları birleştirdiğimizde keçi eti, kalp ve damar sağlığı açısından çok rahatlıkla tüketebileceğimiz et olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
Keçi etinin hayvansal gıdalardan alınması gereken amino asitler yönünden de oldukça zengin olduğunu anlatan Saatcı, dengeli beslenme için tüm et çeşitlerinden belirli oranda tüketilmesi gerektiğini vurguladı.
“KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTICI ETKİSİ VAR”MAKÜ Veterinerlik Fakültesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özen Yurdakul ise keçi etinin doymamış yağ asit miktarının, doymuş yağ asit miktarından oldukça fazla olduğundan sağlık açısından önem taşıdığını söyledi. Keçi etinin kalp krizi riskini azaltıcı etkisi bulunduğunu dile getiren Yurdakul, şöyle konuştu: “Kırmızı et tüketiminden özellikle damar tıkanıklığı olgusundan dolayı korkuyoruz fakat keçi etinde doymamış yağ asit miktarının yüksek olmasından dolayı damar tıkanıklığı riski çok azdır. Keçi eti kalp damar hastalıkları açısından korkusu olan insanların rahatlıkla tüketebileceği bir ettir. Doymamış yağ asit miktarı, özellikle kolesterol taşınmasında etkili olduğundan keçi eti tüketirsek damar tıkanıklığı korkusunu azaltmış oluruz.
“SİNİR SİSTEMİMİZİ KORUR CİLT DERİ HASTALIKLARINI ENGELLER” Yurdakul, keçi etindeki B1, B2 ve B3 vitamin miktarının diğer etlere nazaran daha yüksek olduğunu ifade etti. Bunun da sinir sistemini koruduğunu, cilt ve deri hastalıklarını engellediğini anlatan Yurdakul, şunları kaydetti:
“Keçi eti aynı zamanda enerji metabolizmamızı hızlandırıcı bir etki gösterir. Sinir sistemi için gerekli vitamin miktarları, keçi etinde ideal koşullarda bulunmaktadır. Bunlar karbonhidrat ve yağ yakımını sağlar, aynı zamanda sağlıklı saç, deri ve tırnak oluşumuna neden olur. Keçi etinde saptanan sağlıklı yağ asit oranı yüzde 61 ile 80 arasındadır. Bu da oldukça yüksek bir orandır.”
