“Dostun Gülü Yarası Derin: Cesaret Bulaşıcıdır”
Girdap Haber / Mehmet SAATÇİ
Toplumsal hafızamızda yankılanan güçlü bir çığlık, bir sitem, bir uyanış çağrısı… Gazeteci-Yazar Mehmet Saatçi, kaleme aldığı etkileyici köşe yazısıyla okurlarını derin bir sorgulamaya davet ediyor.
Yazının girişinde, “Ben Mehmet geliyorum, benzin alamadım koşarak yetişirim medeniyete…” diyen Saatçi, ironik bir dille hem bireysel çaresizliği hem de ülkenin ekonomik ve sosyal çöküşünü yansıtıyor.
Yazının kalbinde ise Pir Sultan Abdal’ın hazin hikâyesi var. Onu idama götüren süreçte, halka attırılan taşlar değil; can yoldaşı Ali Baba’nın korkuyla attığı gül Pir Sultan’ı yaralıyor. Bu simgesel anlatım, yazarın günümüzde dostluk, ihanet ve cesaret üzerine yaptığı derin sorgulamayla birleşiyor.
“Şu ellerin taşı hiç bana değmez. İlle dostun bir tek gülü yaralar beni…”
— Pir Sultan Abdal
Saatçi, halkın suskunluğunu, dost bildiklerinin sessizliğini sorgularken, sistemin çürümüşlüğüne dair sert göndermelerde bulunuyor. Vergi dairesinde geçen diyalog üzerinden yapılan göndermede, 5 milyon sığınmacıdan milyonlarca işsize, meclisteki vekillere kadar herkesin “bakmakla yükümlü olunan kişiler” haline getirildiği vurgulanıyor.
Yazı boyunca, Doğan Cüceloğlu’ndan alıntılarla ruhsal çözülme, toplumsal yabancılaşma ve kıyaslama kültürünün yıkıcılığına da dikkat çekiliyor:
“Kör bahçıvanların bahçesinde açtık…” diyen yazar, toplumun ruh sağlığının zehirlendiğini sert ama gerçekçi ifadelerle dile getiriyor.
Son sözleri ise hem manifesto hem de bir çağrı niteliğinde:
“Yaşasın Özgürlük, Yaşasın Özgür Türkiye’de Özgür Türklük… Cesaret bulaşıcıdır.”
Girdap Haber olarak biz de bu çağrıya kulak veriyoruz.
Çünkü biliyoruz ki: Gerçeğin Peşindeyiz.