Ege Denizi’nde 28 Ocak’tan bu yana art arda meydana gelen depremlerin İstanbul, Marmara Bölgesi ve Anadolu’daki mevcut fayları tetiklemeyeceği bildirildi.
Uzmanlar, 28 Ocak 2023 tarihinden bu yana Ege Denizi’nde yaşanan depremlerin, özellikle Santorini Adası üzerindeki artan sismik hareketlilik ile birlikte İstanbul ve Anadolu üzerindeki olası etkileri hakkında açıklamalarda bulundu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Müdürü Prof. Dr. Nurcan Meral Özel, bu depremlerin 2 bin 500 kilometrekarelik bir alan içerisinde devam ettiğini ve sismik hareketlerde belirgin bir artış gözlemlendiğini ifade etti.
Özel, bölgeyi 7 gün 24 saat izlediklerini belirterek, Ege Denizi’nin güneyinde bulunan Helenik Yayı ve Afrika Plakası’nın, Avrasya Plakası’nın altında aktif bir dalma-batma zonu oluşturduğunu aktardı. Son 2,5 yıldır bu bölgenin hareketli olduğunu vurgulayan Özel, Akdeniz’de de sürekli sismik faaliyetlerin kaydedildiğini, ancak son dönemlerde depremlerin frekanslarının arttığına dikkat çekti.
Tarih boyunca bu bölgede sayısız depremler ve büyük volkanik patlamalar yaşandığını belirten Özel, bu olayların bazen tsunamiye neden olabileceğini ifade etti. 2011-2012 yıllarında da benzer bir etkinin meydana geldiğini hatırlatan Özel, “Bölgenin sürekli olarak bir jeodinamik hareketlilik içinde olduğunu zaten biliyoruz. Son yüzyıldaki aktivite, burada meydana gelen sismik hareketlerle doğrudan bağlantılıdır.” dedi. Ayrıca, dört büyük depremin kaynak mekanizmalarının çözüldüğünü ve bu depremlerin tektonik faktörlerin etkili olduğunu belirtti.
Artan sismik aktivitelerin volkanik özelliklerle arasında bir bağlantı olduğuna dikkat çeken Özel, “Ancak elimizdeki verilerle aktivitenin doğrudan volkan hareketliliği gösterip göstermediğine dair kesin bir şey söylemek mümkün değil.” ifadesini kullandı. Uzman, gelecekte bölgedeki sismik ve volkanik olayların yaşanma olasılığının yüksek olduğunu belirtti ve bu nedenle sürekli izleme sistemleri ile bölgenin gözlemlenmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye’de acil bir durumun bulunmadığını, fakat gelişmeleri yakından izlemeye devam ettiklerini söyleyen Özel, Ege’deki mevcut aktivitenin Türkiye’nin güneybatısı ve Girit’in kuzeyi arasında yoğunlaştığını hatırlatarak, bu durumun Marmara Bölgesi ile doğrudan bir bağlantısının olmadığını açıkladı. Gelişen sismik aktivitelerin etkilerinin nasıl devam edeceğini izlemek gerektiğine inandığını belirtti.
Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şükrü Ersoy ise, deprem etkinliklerinin yaşandığı lokasyonun önemini vurguladı. Ersoy, son bir haftada bölgedeki depremlerin bazıları 4 büyüklüğünde olmak üzere 500’den fazla olduğunu belirtti. Santorini Adası’nın volkanik bir ada olduğunu ve tarihi boyunca etkinlik gösterdiğini ifade eden Ersoy, geçmişte burada tsunamiye yol açan büyük depremler yaşandığını hatırlattı.
Ersoy, bölgedeki sismik aktiviteye dikkat çekerek, “Bu nedenle bölgeyi sürekli izliyoruz ve gelişmeleri takip ediyoruz.” dedi. Aynı zamanda Yunanistan Krizi Merkezi’nin de bölgeyi izlediğini ve gerekli durumlarda uyarılarda bulunduğunu aktaran Ersoy, Bodrum ve Muğla’nın kıyılarına yakın olması sebebiyle Olası depremler veya tsunami etkileri açısından dikkatli olduklarını belirtti. Ege Denizi’ndeki deprem fırtınasını AFAD’ın da takip ettiğini ifade eden Ersoy, yanlış bilgilerin yayılmaması için gerekli açıklamaların yapıldığını ifade etti.
Ersoy, Yunanistan’daki kriz merkezinin uyarılarının mantıklı olduğunu vurgulayarak, “Bu deprem fırtınasının İstanbul ve Anadolu’nun herhangi bir yerine etkisi yoktur. Aktivite ile tetikleme gibi bir durum söz konusu değildir. Bu tür açıklamalar tamamen yanlış ve spekülatif.” ifadelerini kullandı.