Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası camiadan İsrail’in işgal politikalarına karşı daha güçlü bir tavır sergilenmesini talep etti ve “İsrail’in işgal taktikleri karşısında, Birleşmiş Milletler (BM) dahil tüm uluslararası topluluğun sesini daha yüksek çıkarması zorunlu.” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “BM Geleceğin Zirvesi Küresel Çağrı” adlı bir çevrimiçi etkinlikte devlet adamlarına ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e hitaben bir video mesaj gönderdi. Gelecekte insanlığı tehdit eden sorunlarla başa çıkmak için uluslararası birliği sağlamlaştırmanın ve bir barış, güvenlik ve adalet sistemi oluşturmanın yolunu ardında bırakmanın önemine değinen Erdoğan, Guterres’in sunduğu bu fırsatı layık bir şekilde kullanma konusunda tüm katılımcılara çağrıda bulundu.
Erdoğan’ın ifadeleri şunlar oldu: “İstikrarlı ve müreffeh bir geleceği sağlamak için, başta barışa ihtiyacımız var. Terörizm, İslamofobi, yabancı düşmanı tutumlar, düzensiz göç, iklim değişiklikleri gibi zorluklar, yaşanan jeopolitik çalkantıları derinleştiriyor. Bu durumun en ağır örneği, son 11 aydır işgal altındaki Filistin topraklarında, özellikle Gazze’de yaşanıyor. İsrail’in işgal politikaları karşısında Birleşmiş Milletler başta olmak üzere tüm uluslararası topluluğun sesinin daha yüksek çıkması gerekiyor. Hiçbirimizin bombalardan dolayı hayatını kaybeden çocukların olduğu bir dünyada kendimizi güvende hissetmemiz mümkün değildir. Türkiye olarak, her türlü zulme karşı durmaya ve mazlumlara yardımcı olmaya devam edeceğiz ve bu insana değer veren duruşumuzdan geri adım atmayacağız.”
Erdoğan, sadece belirli bir refah seviyesine ulaşmış ülkelerin değil, aynı zamanda kalkınma çabalarını sürdüren toplumların da adil bir şekilde temsil edilmesi gereken global bir yönetim modelinin geliştirilmesini vurguladı.
Gelecek için, yeşil dönüşümü merkezine alan, iklim direncinin sağlanması ve sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesi ve kimsenin ihmal edilmediği bir düzenin geliştirilmesi gerektiğini belirtti. İnsanlarımızı etkileyen her türlü nefret söylemi, ırkçılık ve aşırı sağ akımlarla demokrasilerimizi korumalı, çok taraflı sistemlerimizi adalet ve hak temelli bir yaklaşımda yeniden şekillendirmeliyiz, dedi ve dünya liderlerini bu hedefler doğrultusunda bir araya gelmeye çağırdı.