Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. yıl dönümü vesilesiyle, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu öğrencileriyle bir iftar programında bir araya geldi. Konuşmasında, Türk milletinin Çanakkale zaferi ile yeniden doğuşunu vurgulayan Erdoğan, bu zaferin, Türk milletinin güçlü bir diriliş ve mücadele ruhunu sembolize ettiğini belirtti. “Çanakkale zaferi, Balkan Harbi’nden ve bir dizi ihanet sonucunda, işgalci güçler tarafından ‘hasta adam’ olarak görülen bir milletin yeniden ayağa kalkışının habercisidir.” diyen Erdoğan, bu zaferin Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin ateşleyici unsuru olduğunu ifade etti. Zafere giden yolda tüm Türk milletinin, özellikle de gençlerin önemi olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Türkiye’nin uluslararası arenadaki duruşuna da değinerek, Türkiye’nin, dünyayı etkisi altına alan değişim rüzgarlarına en hazırlıklı olan ülkelerden biri olduğunu belirtti. “Devletimizin payidar, milletimizin ebediyen muzaffer olması için gereken tüm adımları atmaktan asla çekinmiyoruz. Türkiye, her geçen gün uluslararası alanda daha da güçleniyor.” diye ekledi. Özellikle son birkaç yılda, Türkiye’ye yönelik eleştirilerin azaldığını, birçok uluslararası gözlemcinin Türkiye’nin başarılarını takdir ettiğini ifade etti. Bu çerçevede, Suriye ve Filistin’de izlenen insani politikaların doğruluğunun giderek daha fazla kabul gördüğünü belirtti.
Erdoğan, uzun süredir mücadele ettikleri terör örgütlerine karşı kararlılıklarını sürdürdüklerini belirtti. 15 Temmuz hain darbe girişiminin ardından, FETÖ terör örgütüyle yürütülen mücadelenin devam ettiğini vurgulayan Erdoğan, bu çetenin artık çöküş dönemine girdiğini söyledi. “Terörsüz Türkiye hedefine doğru emin adımlarla ilerliyoruz.” ifadesini kullandı. Türkiye’nin güçlü bir geleceğe adım atabilmesi için kardeşlik bilincinin artması gerektiğini ifade eden Erdoğan, “Bizim derdimiz barıştır, kardeşliktir.” dedi.
Orta Doğu’daki gerginliklere de dikkat çeken Erdoğan, Filistin-İsrail meselesine değinerek, İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılara sert tepki gösterdi. “Siyonist rejim, masumların kanından beslenen bir terör devleti olduğunu bir kez daha göstermiştir.” diyen Erdoğan, katliamların durması ve ateşkesin sağlanması için Türkiye’nin diplomatik çabalarını sürdüreceğini vurguladı.
Erdoğan, ayrıca Türkiye’nin savunma sanayinde önemli mesafeler kat ettiğini, yerlilik oranını artırarak güvenlik kabiliyetlerini geliştirdiklerini belirtti. “Kahraman ordumuz artık küresel anlamda etkili bir güç haline geldi.” diyerek, savunma sanayi ihracatının artırılmasından bahsetti. “Son 10 yıllık dönemde 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayi ürünü ihraç ettik.” dedi.
Cumhurbaşkanı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin güçlendirilmesinin öncelik olacağını ve bu süreçte askeri disiplini yıpratacak her türlü eleştiriye karşı duracaklarının altını çizdi. “Bizim ordumuz disiplini, cesareti ve fedakarlığıyla tanınmaktadır.” diyerek, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin vazgeçilmez görevine vurgu yaptı. Erdoğan, ordunun, ulusal güvenliğin ve barışın sağlanmasında önemli bir yer tuttuğunu belirterek, dost ülkelere gerçekleştirdikleri yardımların süreceğinin de altını çizdi.
Yapılan bu değerlendirmeler, Türkiye’nin geleceğini şekillendiren dış politikasını ve iç güvenlik stratejilerini de yansıtmakta ve siyasi atmosferin önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.