Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un erken seçim kararı, ülkenin risk priminin yükselmesine neden oldu ve Fransız bankacılık sektörünü olumsuz etkiledi. Hisse senedi piyasasındaki değer kayıplarıyla birlikte Fransız borsasındaki şirketlerin piyasa değeri 3,13 trilyon dolara kadar düştü. Bu durum, Londra borsasının 2 yıl önce Paris’e kaptırdığı Avrupa’nın en büyük hisse senedi borsası ünvanını tekrar elde etmesine yol açtı.
Macron’un aşırı sağcı partilerin Avrupa Parlamentosu seçimlerinde üstün çıkması üzerine erken seçim kararı almasıyla Fransız şirketlerinin piyasa değerinde yaklaşık 258 milyar dolarlık bir düşüş yaşandı. Bu durum, siyasi belirsizlik ortamına ve Fransız hisse senedi piyasasını temsil eden CAC 40 endeksindeki yüzde 6’dan fazla değer kaybına neden oldu, bu da 2002’den bu yana en büyük haftalık kayba işaret etti.
Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Birlik partisi, Fransa’da yüzde 31,37’lik bir oyla birinci gelirken Macron’un partisi Rönesans ise yüzde 14,60’la ikinci sırada yer aldı. Macron, seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Parlamentoyu feshederek 30 Haziran ile 7 Temmuz tarihleri arasında erken seçime gitme kararı aldığını duyurdu.
Bu gelişmelerin etkisiyle Fransız bankacılık sektöründe dikkate değer bir zayıflık meydana geldi. Fransız şirketlerinin piyasa değerindeki düşüş, ekonomi uzmanları tarafından endişeyle karşılandı ve yatırımcılar arasında tedirginlik yarattı. Macron’un erken seçim kararı, Fransa’nın ekonomik istikrarına yönelik belirsizliklerin artmasına neden oldu.
Genel anlamda, Fransız hisse senedi piyasasındaki bu ani düşüş, uluslararası piyasalarda da yankı uyandırdı. Macron’un politikaları ve siyasi duruşu, uluslararası yatırımcılar ve piyasa analistleri tarafından yakından takip edilmekte ve gelecekteki ekonomik gelişmeler üzerinde belirleyici bir faktör olarak görülmektedir. Bu nedenle, Fransa’daki siyasi atmosfer ve ekonomik istikrar, uluslararası finans dünyasında büyük bir önem taşımaktadır.