USD38,00
%0.43
EURO41,11
%0.39
BIST9.287,02
%2.68
Petrol72,31
%0.98
GR. ALTIN3.680,73
%0.04
BTC3.346.315,32
%1.49
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Futbolun Tutkusu: Dertlere Derman Oluyor!

Futbolun Tutkusu: Dertlere Derman Oluyor!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Onca dert, onca yokluk içinde var olan futbol, tuhaf bir şekilde dertlere derman gibi görünen bir hastalık olarak karşımıza çıkıyor. Futbol, taraftarlar için sadece bir spor dalı olmanın çok ötesinde. Tuttuğu takımın, ezeli rakibini yenmesinin ardından değişen yürüyüşleri, mahallenin kabadayısı edasıyla yürüyüş yapmalarına yol açıyor. İnsanlar için, cebinde paranın olmamasının pek önemi kalmıyor; çünkü sevinç, futbolun getirdiği galibiyetle dolup taşıyor.

Kişi, sadece cüzdanının boşluğunu umursamadan, tuttuğu takımın zaferiyle yaşamaktan keyif alıyor. Eğer takım farklı bir skorla galip gelirse, bu sevinç katlanarak artıyor. Şampiyonluk daha da hissediliyorsa, hayatın zorlukları ve pahalılığı bir kenara itiliyor. Deli divane bir konvoy geçerken, insanlar coşkuyla bağırıp çağırıyor; sevinçten neredeyse eski püskü kıyafetlerini parçalayacak noktaya geliyorlar. Bu tutku, futbolun insan hayatındaki etkisini gözler önüne seriyor.

Futbol, sadece bir oyun değil, aynı zamanda insanların umudunu besleyen bir tutku. Portekiz’in faşist askeri cuntasında Maliye Bakanı olarak görev yapan Antonio Salazar, 1926 yılında “futbol olmasaydı, ben ülkeyi yönetemezdim” demiştir. Bu sözleri, günümüzde futbolun toplum üzerindeki derin etkisini yansıtan bir örnek olarak hatırlanıyor. Politika ve futbol ilişkisi üzerine her tartışmada, Salazar’ın bu sözleri gelecekteki büyük tartışmalara zemin hazırlıyor.

Zaman geçtikçe futbol, halk kitlelerinin ayrılmaz bir parçası haline gelerek, oy avcılığının etkin bir unsuru olmayı başardı. Kısa sürede köşe dönme aracı olarak algılanan futbol, yalnızca gençleri değil, aynı zamanda ebeveynleri de etkisi altına alarak onların gelecekteki hayallerini şekillendirdi. Çoğu anne-baba, erkek çocuklarının doktor ya da bilim adamı olmasını isterken, “futbolcu olacak” hayaline dönüşen söylemlerle bu arzu değişiyor. Futbol, bugün bile cazibe merkezi olmayı sürdürüyor.

Bu bağlamda, futbolun bu çekiciliği, insanları günlük hayattaki gerçek sorunlardan daha fazla uzaklaştırmamalı. İnsanların gözleri, bu cazibenin etkisiyle dumanlı görünüyor olabilir; ancak hayatın gerçek meselelerine dair net bir görüş açısı kaybolmamalıdır. Futbol, insanların hayatına neşe ve mutluluk katan bir oyun olmasına rağmen, bu tutkunun gerçek sorunlardan kaçışın bir aracı olmaması gerektiği unutulmamalıdır.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
Futbolun Tutkusu: Dertlere Derman Oluyor!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!