Filistin İçin Gazeteci Dayanışması (Press For Palestine) platformu, 2023 yılının Ekim ayında, İsrail’in Gazze’de görev yapan gazetecilerin kaldığı bir çadırı bombalaması sonucunda gazetecilerin hayatlarını kaybetmesinin ardından, basın kuruluşlarını bu olaya tepki göstermeye çağırdı. Olayın gerçekleştiği sabah, Türkiye’deki birçok televizyon kanalı, akşam saat 19.00’da yayınlanan haber bültenlerinin açılışını bu trajik olayla ilgili haberlerle yaptı.
Bunun yanı sıra, ekranlarda görülen siyah fon üzerine, “Hakikatin Üzerine Bomba Yağdırıyorlar” yazısı dikkat çekildi. Bu etkileyici ibare, İsrail’in gazetecilere yönelik saldırılarını önceleyen bir mesaj olarak kullanıldı. Platformun yaptığı açıklamada, Gazze’de yaşanan travmanın yansımaları ele alındı. Açıklamada, gazetecilerin bir arada ve ilk kez bu şekilde toplu bir saldırıya maruz kaldığına dikkat çekilerek, “İsrail, sadece insanları değil, gerçeği de ortadan kaldırmaya çalışıyor” ifadeleri kullanıldı.
Press For Palestine platformu, tüm haber merkezlerine yönelik yaptığı çağrıda, saat 19.00’da ana haber bültenlerinde bu olayla başlayarak, toplumun dikkatini çekme önerisinde bulundu. Yaşanan olayın, sıradan bir haber olmasının ötesinde, basın özgürlüğüne ve hakikate yönelik ciddi bir saldırı olduğu özellikle vurgulandı. Platform, gazetecilerin, bu tür saldırılara karşı dayanışma içinde olması gerektiği mesajını da içeriyordu.
Ayrıca, Filistin’deki durumu ve gazetecilerin maruz kaldığı tehdidi gündeme getiren bu tür kampanyaların, uluslararası medyanın dikkatini çekmesi ve kamuoyunun bilinçlenmesi açısından büyük önem taşıdığı belirtiliyor. Gazetecilerin can güvenliğinin sağlanması, özgür basın ilkelerinin korunması için uluslararası topluma da önemli görevler düştüğüne dikkat çekildi.
Israil’in bu saldırıları, dünya genelinde birçok insan hakları savunucusu ve basın meslek örgütü tarafından kınandı. Bu bağlamda, gazetecilerin güvenliğinin öncelikli bir mesele olarak ele alınması gerektiği ifade edildi. 2023 yılı içinde, Gazze gibi çatışma bölgelerinde görev yapan gazetecilerin durumu, giderek daha fazla tartışılmaya başlandı; çünkü savaş bölgelerinde çalışan gazetecilere yönelik saldırılar, yalnızca o bölgedeki olayların tarafında olmadıkları için değil, aslında gazetecilik faaliyeti olarak kabul edilen işlerini yaparken hayatlarını tehlikeye attıkları için de ciddi insan hakları ihlalleri olarak değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak, Filistin İçin Gazeteci Dayanışması’nın çağrısıyla ortaya çıkan bu olay, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde basın özgürlüğü ve insan hakları üzerine bir tartışma başlatmayı hedefliyor. Basın mensuplarının korunması, bağımsız ve tarafsız haber yapma hakkının korunması için gerekli adımların atılması gerektiği her geçen gün daha da önem kazanıyor.