Gençlerbirliği, zorlu bir deplasman maçı sonucunda, teknik direktör Hüseyin Eroğlu yönetiminde yenilmezlik serisini 11 maça çıkarmayı başardı. Diyarbakır’daki Amed SK karşısında alınan 1 puan, hem taraftar etkisi hem de kötü zemin koşullarına rağmen değerli bir sonuç olarak öne çıkıyor. Bu durum, Gençler’in performansını olumlu bir yönde etkileyen bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Amed SK’nın, Ersun Yanal sonrası teknik direktörlüğe getirilen Servet Çetin’in yönetimindeki performansı da dikkate değer. Çetin’in göreve başladığı tarihten itibaren oynadığı 9 maçta 6 galibiyet ve 4 beraberlik elde eden Amed, kendi sahasında hiç kaybetmedi. Gençlerbirliği’nin, nispeten daha mütevazi bir kadrosu olmasına rağmen, Amed SK’nın özellikle hücum hattındaki güçlü oyuncularla dolu olması önemli bir fark yaratıyor.
Maçın analizi yapıldığında, “Gençlerbirliği 2 puan mı kaybetti, yoksa 1 puan mı kazandı?” sorusu gündeme geliyor. İlk 15 dakikada rakibin baskısını kıran Gençlerbirliği, maçta dengeyi sağlayarak etkili pozisyonlar üretmeye de başladı. Maçın 18. dakikasında Amilton’un pasında Popa ve Metehan, net bir fırsatı değerlendiremedi. Ardından 24. dakikada, Uğur’un elle müdahalesi sonrası VAR incelemesiyle penaltı kararı çıktı. Metehan’ın vuruşunu Amed’in kalecisi Erce kurtararak, Gençlerbirliği’nin bu sezon kazandığı 6 penaltıdan kaçırdığı ilk vuruşu oldu. İlk yarının sonlarına doğru, Amilton’un muazzam bir gol atması, Amed savunmasının zaaflarını gözler önüne serdi.
İkinci yarıya gelindiğinde, Amed SK baskılı bir futbol oynamasına rağmen, pozisyona giremedi. 79. dakikada Cassubie’nin müthiş bir şut çekmesi, maçı farklı bir noktaya taşıdı. Gençlerbirliği’nin kalecisi Erhan’ın kafasındaki bu şut karşısında yapabileceği pek bir şey yoktu. Savunma hattı başta Sinan olmak üzere oldukça başarılıydı. Ancak, Gençler’in orta sahası beklenmedik şekilde top tutmakta zorlandı. Kemik kadrosunun 5-6 oyuncusunun eksik olması, Hüseyin Hoca’nın müdahale etme yeteneğini kısıtladı. Savunmadan çıkarılan her top, Amed’in atağa geçişine sebep oldu ve Popa ile Leo değişikliği biraz spekülatif bir hamle olarak değerlendirildi. İki santrforun toplamda sadece birer şut çektiği düşünüldüğünde, orta alanın düzensizliği belirgin hale geldi.
Maç boyunca istatistik verileri, performansın aydınlatılmasında önemli bir rol üstlendi. İlk yarıda Gençlerbirliği’nin üstünlüğünü gösteren veriler, ikinci yarıda da Amed’in baskısını ortaya koydu. Amed’in maç boyunca çektiği 22 şutun 8’inin isabetli olması ve Erhan’ın bu şutların 7’sini kurtarması, Gençler’in kalecisinin ne kadar etkili bir performans sergilediğinin göstergesi oldu. Amed’in 44 orta girişimi ve 36 kez ceza alanına giren oyuncuları karşısında, savunma hattının göstermiş olduğu direnç de kayda değer.
Sonuç olarak, Amed SK ve Gençlerbirliği arasındaki bu karşılaşmanın skoru 1-1 olunca, Gençlerbirliği’nin 2 puan kaybetmediği, aksine 1 puan kazandığı ortaya çıktı. Teknik direktör Hüseyin Eroğlu’nun maç sonunda yaptığı “Kaybetmeden devam etmek önemliydi” değerlendirmesi, bu durumu daha da anlamlandırıyor. Gençlerbirliği’nin geleceği açısından, bu gibi zorlu deplasmanlardan alınan puanlar büyük bir önem taşıyor. Takımın gösterdiği bu mücadeleci ruh, taraftarlar için de umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor.