Google çalışanlarının, şirketin İsrail ile yaptığı “Nimbus Projesi” anlaşmasını protesto etmek için gösteriler düzenlediği ve polis çağrılarak dağıtıldığı haberleri gündeme bomba gibi düştü. Firmanın Kaliforniya Sunnyvale’deki ve New York’taki tesislerinde yapılan protesto gösterilerinde bir grup çalışan, hatta Google Cloud CEO’su Thomas Kurian’ın ofisini tasfiye etti. Ancak Google, eyleme katılan çalışanların kartlarını iptal ederek ve bazılarını da idari izne çıkararak tepkisini ortaya koydu.
Gösterilerin büyümesi üzerine polis çağrılmasıyla olaylar biraz daha karıştı. New York Polis departmanından alınan bilgilere göre, bazı protestocuların Google’ın New York merkezine izinsiz girdikleri için tutuklandığı ve daha sonra serbest bırakıldığı öğrenildi. ABD merkezli şirket ayrıca 28 çalışanın işine son verdi.
Nimbus Projesi kapsamında İsrail’e sunulan gelişmiş yapay zeka teknolojisinin Filistinlilerin daha fazla izlenmesine ve yasa dışı verilerin toplanmasına neden olabileceği endişesi taşınıyor. Anlaşmanın ayrıntıları açıklanmasa da projenin İsrail hükümetine ve savunma kuruluşlarına geniş kapsamlı bir bulut çözümü sunmayı hedeflediği belirtiliyor. Google ve Amazon çalışanları tarafından duyurulan belgelerde, yeni bulut sisteminin İsrail’e çeşitli yetenekler sağlayabileceği bilgisi yer alıyor.
Nimbus’un duygu analizi yeteneklerine ve fotoğraf, görüntü işleme özelliklerine odaklanarak, sistemde Filistinlilerin tespit edilmesi kolaylaşıyor. Makine öğrenimi sayesinde, istenilen kategoride verilerin ayıklanması ve Filistinlilerin tespit edilmesi mümkün hale geliyor. Sistem aynı zamanda konum tespiti yapabiliyor ve kullanıcılara anlık konum bilgileri sunabiliyor.
Google çalışanlarının bu anlaşmaya karşı gösterdiği tepki, firmanın iç işleyişinde de dikkate alınması gereken bir durum olarak öne çıkıyor. Protestoların şirketin politikaları ve ilkeleriyle çatışması, Google’ın itibarı ve toplumsal sorumluluğu açısından da önemli bir mesele olarak ele alınabilir. Her ne olursa olsun, Google’ın İsrail ile yaptığı anlaşmanın yarattığı tepkiler, teknoloji devlerinin siyasi ve etik risklerle karşı karşıya olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.