Havacılık endüstrisi, cesur bir yenilikle ileriye doğru adım atıyor: Havadan elde edilen yakıtla çalışan uçaklar. Bu radikal fikir, atmosferdeki karbondioksiti (CO2) toplayarak, onu jet yakıtına dönüştüren sürdürülebilir havacılık yakıtı (SAF) üretimi üzerine odaklanıyor.
Ancak, Avrupa Birliği Havacılık Emniyeti Ajansı’nın verilerine göre, ton başına ortalama 8,720 dolarlık yüksek maliyetler, bu yeni nesil e-yakıtların geniş çapta benimsenmesini zorlaştırmaktadır.
SÜRDÜRÜLEBİLİR HAVACILIK YAKITLARI: BİYO-BAZLI VE E-SAF
Sürdürülebilir havacılık yakıtları iki ana kategoriye ayrılıyor: Biyo-bazlı SAF ve e-SAF. Biyo-bazlı SAF, kullanılmış yemek yağları ve tarımsal atık gibi organik kaynaklardan üretilirken, e-SAF (elektroyakıt ya da e-kerosen olarak da bilinir) ise yenilenebilir hidrojen ve havadan yakalanmış CO2 ile elde ediliyor.
E-yakıtlar karbon nötr olsalar da, yüksek karbon yakalama ve elektroliz maliyetleri nedeniyle en maliyetli seçenekler arasında bulunuyor.
Havacılık politikaları uzmanı Camille Mutrelle, e-kerosenin havacılık endüstrisinin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip olduğuna inanıyor.
Biyolojik bazlı SAF’ın hammadde bulunabilirliği ve arazi kullanımı konusundaki sınırlamalarına karşılık, e-kerosen gıda üretimiyle rekabet etmeden havacılık yakıtı talebini sürdürülebilir bir biçimde karşılayabilir.
E-yakıtlar, atmosferdeki CO2’yi veya endüstriyel emisyonları yenilenebilir enerjiyle elektroliz ederek, su ve hidrojen ile birleşim yoluyla üretir.
Bunun sonucu, atmosfere daha fazla karbon salmayan ve mevcut uçak motorlarında kullanılabilen sentetik jet yakıtıdır.
Kaliforniya merkezli start-up Twelve, düşük sıcaklıkta CO2 elektroliz yöntemiyle bu alanda öncülük ediyor. Bu enerji verimli işlem, CO2 ve suyu sentetik yakıtın yapı taşı olan sentetik gaza dönüştürüyor.
Twelve’nin temsilcileri, bu “hava bazlı yakıtların” fosil jet yakıtlarına kıyasla emisyonları yüzde 90’a kadar azaltabileceğini ifade ediyor.
E-YAKITLARIN GELECEĞİ
E-yakıtların sunduğu fırsatlara rağmen, fosil yakıtlardan gerçekten sürdürülebilir bir havacılığa geçiş, mevcut yatırımların petrol, politika ve düzenlemeler çerçevesindeki hızı nedeniyle karmaşık bir mesele olarak öne çıkıyor.
Dublin Şehir Üniversitesi havacılık yönetimi profesörü Marina Efthymiou, “Fiyatları düşürmek için ölçek ekonomilerine ihtiyaç var, ancak yüksek başlangıç maliyetleri havayollarını SAF’ı yaygın bir şekilde benimsemekten caydırıyor.” açıklamasını yapıyor.
Yine de uzmanlar, devam eden yatırımlar ve kamu politikası desteği sayesinde, havadan yakıtla uçmanın beklenenden daha yakın bir gelecekte mümkün olabileceğine işaret ediyor.