Hindistan’ın Cammu Keşmir eyaletindeki Pahalgam bölgesinde, 22 Nisan 2025 tarihinde gerçekleşen bir terör saldırısı sonrasında ülkedeki gerginlik artış göstermiştir. Bu saldırıda silahlı kişilerin turistlere ateş açması sonucu 26 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi de yaralanmıştır. Bu acı olayın ardından, Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Tümgeneral Anil K. Singh ile acil bir toplantı gerçekleştirmiştir.
Görüşme sırasında Hava Kuvvetleri Komutanı Singh, Hindistan hava savunma sisteminin yüksek alarm seviyesinde tutulduğunu bildirmiştir. Ayrıca Batı sınırı boyunca gerçekleştirilen uzun menzilli görev uçuşları ile ilgili operasyonel hazırlığın durumu hakkında Modi’ye bilgi aktarmıştır. Saldırının ardından alınan önlemler arasında bölgedeki hava üslerinde Operasyonel Hazırlık Platformları (ORP) sayısının artırılması da bulunmaktadır.
Hindistan, bu süreçte çok yönlü mürettebat kapasitelerine sahip Rafale savaş uçakları ve gelişmiş uzun menzilli füzeleriyle donatılmıştır. Rafale savaş uçakları, 300 kilometre menzil kapasiteli “Scalp” seyir füzeleri ile desteklenirken, 120 ila 150 kilometre menzil mesafesına sahip “Meteor” füzeleri de kullanılmaktadır. Bu askeri hazırlıklar, artan gerginlik ortamında Hindistan’ın güvenlik önlemlerini pekiştirmeyi amaçlamaktadır.
Pahalgam’daki terör saldırısı sonrasında, Hindistan, saldırının arkasında Pakistan’ın olduğunu iddia etmiştir. Hükümet, bunun üzerine “İndus Suları Anlaşması”nı askıya alma kararı almış, ayrıca Yeni Delhi’deki Pakistanlı müsteşarların bir hafta içinde ülkeyi terk etmesini istemiştir. Vize hizmetlerinin askıya alınması ve daha önce verilmiş olan vizelerin iptali de bu sürecin bir parçası olmuştur.
Pakistan ise Hindistan’ın yaptığı suçlamaları reddetmiştir. İslamabad, Hindistan’daki diplomatik personel sayısına sınır getirmiş, “İndus Suları Anlaşması” kapsamında nehirlere yapılacak müdahalelerin “savaş nedeni” sayılacağını açıklamıştır. Bunun yanı sıra, Hindistan ile olan tüm ticari ilişkileri askıya alma kararı almış ve hava sahasını kapatmıştır.
Tüm bu gelişmeler, Hindistan-Pakistan ilişkilerini daha da gergin bir hale getirmiştir. Her iki ülke arasında yaşanan bu gerilim, hem bölgedeki güvenliği tehdit etmekte hem de uluslararası düzeyde dikkat çekmektedir. Özellikle Cammu Keşmir’deki durumu ve bunun üzerindeki uluslararası etkileri, bölgenin istikrarı açısından büyük önem taşımaktadır. Diplomasinin zayıf kalması durumunda, askeri çatışmaların yeniden alevlenmesi olasılığı, hem Hindistan hem de Pakistan için ciddi bir tehdit oluşturabilir. Böyle bir durum, sadece iki ülkeyi değil, aynı zamanda bölgedeki tüm ülkeleri etkileyebilecek derin sonuçlara yol açabilir.