Ünlü Türk sinema ve televizyon oyuncusu Hülya Avşar ile bir muhabir arasındaki tartışma, sosyal medyada ve haberlerde geniş yankı buldu. Olay, muhabirin Avşar’a “Valla maşallah 18’lik kızlar gibi sek sek gibi sekiyorsunuz. Nasılsınız, iyi misiniz?” diye sormasıyla başladı. Bu ifadeler, Avşar’ı oldukça kızdırdı.
“SENİN GİBİ TOY GAZETECİLERLE KONUŞMAK İSTEMİYORUM”
Hülya Avşar, muhabirin bu sorusuna, “Şaka gibisiniz ya, garip yorumlarınız oluyor, ya ona sinirleniyorum. Senin gibi toy, soru sormayı bilmeyen ya da iyi bir şey yaptığını zanneden gazetecilerle konuşmak istemiyorum” şeklinde yanıt verdi. Bu sözler, Avşar’ın muhabirin yaklaşımına ne denli tepki gösterdiğini açıkça ortaya koyuyor.
Olayın ilerleyen kısmında, muhabir, “Hülya Hanım geçen sene bana evlenme teklif etmiştiniz. Şu an söylediğiniz şeyler… ‘Toy’ dediniz bana, çok şükür 10 seneyi bitirdim. Ben yanlış bir şey söylediğimi düşünmüyorum ama sizin verdiğiniz tepkiyi de fazla buluyorum. Sizi konuşturmak için de bir şey yapmadım. Sadece sizi görünce ‘merhaba’ demek istedim.” diyerek, Avşar’a karşı kendini savunmaya çalıştı. Ancak bu durum, Avşar’ın sinirlenmesini daha da artırdı.
Avşar, muhabire yanıt verirken, “18’lik kızlar gibi sekiyorsun dedin. Sekiyorsun denmez, yürüyorsun denir” diyerek, muhabirin söylediği ifadeyi eleştirdi. Ardından, muhabirin yanındaki kameraların önünden uzaklaşarak hızla arkasını döndü ve oradan ayrıldı. Bu diyalog, sosyal medyada geniş bir yankı uyandırdı ve kullanıcılar tarafından farklı şekillerde yorumlandı.
Hülya Avşar’ın bu tavrı, sadece bir sanatçı olarak gündemde kalmasını sağlamakla kalmamış, aynı zamanda Türk halkının medyaya olan bakış açısını da sorgulamaya açtı. Sanatçının, söylemlerini ve muhabirlerle olan ilişkisini yeniden gözden geçirmeden, medya mensuplarının nasıl bir yaklaşım sergilemesi gerektiği konusundaki tartışmaları da yeniden alevlendirdi.
Bu olayın ardından, birçok insan sosyal medya üzerinden Avşar’a destek vermekle birlikte, bazıları ise muhabirin yaptığı söylemin abartılı bir şekilde değerlendirildiği kanısına vardı. Her iki tarafın da haklı olduğu noktalar olduğunu düşünenlerin sayısı da azımsanmayacak düzeydeydi. Bu tür tartışmalar, medyanın ünlü isimlerle olan ilişkilerinin ne denli kritik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.