İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yönetmen İlker Canikligil hakkında, Youtube platformunda yayınladığı bir videosunda alt sınıf olarak nitelendirdiği kesimlere yönelik toplu bir katliam çağrısı (Order 66) yapması ve sosyal medya platformu X’te “Dostlarım, bu adamlara boş yere laf anlatmaya çalışmayın. Siyasal İslam yok sayılmalı ve peyderpey yok edilmeli. Ciddiye alınacak bir tarafı yoktur. Bu kadar” şeklindeki paylaşımında bulunması nedeniyle re’sen soruşturma başlattı. Savcılığın talimatı doğrultusunda, Canikligil polis ekipleri tarafından ‘Suç işlemeye alenen tahrik’ ve ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’ suçları kapsamında gözaltına alındı.
İlker Canikligil, 1972 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına 1991 yılında Saint-Joseph Fransız Lisesi’nden mezun olarak başlamış, ardından 1992 yılında Marmara Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümüne geçiş yapmıştır. Canikligil, üniversite eğitimini başarıyla tamamladıktan sonra kariyerine reklam alanında adım atmış ve 2006 yılından itibaren çeşitli reklam ajanslarında yönetmen olarak görev yapmıştır.
Akademik kariyerine de yön veren Canikligil, 2010 ile 2014 yılları arasında Bahçeşehir Üniversitesi’nde Fotoğraf ve Video bölümü kapsamında sinematografi dersi vermiştir. 2014 yılında İstanbul Film Akademisi’nde yönetmenlik dersleri vermeye başlamış, burada sinema alanında pek çok öğrenci yetiştirmiştir. Ancak, 2019 yılında İstanbul Film Akademisi ile olan ilişkisinden ayrılmış ve bu tarihten itibaren bir Youtube kanalı üzerinden içerik üretme yoluna gitmiştir.
Canikligil’in Youtube’da yaptığı paylaşımlar ve içerikler, zaman zaman tartışmalara yol açmış durumda. Bunların en sonuncusu, savcılığın soruşturma başlatmasına neden olan ve toplumsal bir kesime yönelik şiddet çağrılarını içeren ifadeleri olmuştur. Bu durum, sosyal medya ve ifade özgürlüğü konularında da geniş tartışmalara neden olmaktadır. Canikligil’in yaptığı açıklamalar, özellikle Türkiye’deki sosyal ve siyasi dinamikler açısından büyük bir öneme sahiptir ve toplumun farklı kesimleri arasında gerginliğe yol açma potansiyeli taşımaktadır.
Sonuç olarak, İlker Canikligil’in durumu, sosyal medyanın etkisi, ifade özgürlüğü ve toplumsal barış gibi konular üzerinde önemli tartışmalara neden olmaktadır. Bu tür durumların, sanatçıların ve içerik üreticilerin sorumlulukları noktasında ne gibi sonuçlar doğurabileceği, hem hukukçular hem de toplum tarafından yakından takip edilmektedir.