İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, YouTube üzerinden “Alt sınıf” isimli kesime karşı “order 66” (toplu katliam) çağrısı yaptığı belirtilen ve aynı zamanda X hesabından “Dostlarım, bu adamlara boş yere laf anlatmaya çalışmayın. Siyasal İslam yok sayılmalı ve peyderpey yok edilmeli. Ciddiye alınacak bir tarafı yoktur bu kadar” şeklinde haksız ifadelerde bulunduğu öne sürülen İlker Canikligil hakkında soruşturma başlattı. Bu ifadeler nedeniyle Canikligil, “Suç işlemeye alenen tahrik etme” ve “Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme” suçlarından tutuklandı.
Bugün, İstanbul Adalet Sarayı’nda 31. Asliye Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada Canikligil, hakim karşısına çıktı ve savunmasını yaptı. Duruşmada, ifade özgürlüğü kısıtlamalarının ve suçlamaların muhalif görüşlere olan yaklaşımını sorgulamak adına önem taşıdığını vurguladı. Canikligil savunmasında, “Ben kimseyi yok etmekten bahsetmedim. Kastettiğim, siyasal İslam düşüncesinin ortadan kaldırılmasıdır. Dinle siyasetin birbirinden ayrılması gerektiğini savundum. 10 yıldır YouTube üzerinden yayınlar yapıyorum ve bu yayınlarımın hiçbirinde şiddet çağrısında bulunmadım. Bahse konu ifadeleri, olaydan bir gün önce bir takside yaşadığım olayı anlatırken, tamamen ironi ve mizah amacıyla sarf ettim. Bu sözlerin başka bir amacı ya da anlamı yoktur; bir katliam çağrısı asla söz konusu değildir. Asıl halkı kin ve düşmanlığa tahrik eden, hakkımda yapılan ve sözlerimi çarpıtan haberlerdir” dedi.
Mahkeme, Canikligil’in yurtdışına çıkışının yasaklanmasına ve haftada bir gün imza vermesi şartıyla adli kontrol altında tahliye edilmesine karar verdi. Dava dosyası, esasa ilişkin mütalaanın hazırlanması amacıyla Cumhuriyet Savcılığı’na gönderilirken, duruşma 6 Ekim Pazartesi gününe ertelendi.
Bu olay, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve sosyal medya aracılığıyla yapılan paylaşımlar hakkında önemli tartışmalara sebep olmaktadır. Canikligil’in açıklamaları ve mahkemedeki durumu, toplumda bu tür söylemlerin ne ölçüde kabul edilebilir olduğu ve devletin bu tür açıklamalara nasıl bir yanıt vererek toplumsal güvenliği sağlamaya çalıştığı konularında bir çok sorunun yanıtta bırakılmasıyla sonuçlandı.
İvmenin nereden kaynaklandığı ve eleştirilen içeriklerin halk üzerindeki etkisi önümüzdeki günlerde daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacak gibi görünüyor. Mahkeme süreci devam edecek ve ilerleyen duruşmalarda Canikligil’in ifadeleri ile ilgili daha net bilgiler ve arka plan bilgilerinin açığa çıkması bekleniyor. Bununla birlikte, medya organları ve sosyal medya platformları, Çıkacak sonuçları ışığında hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü noktasında nasıl bir tutum sergileyecekleri merak konusu olmaya devam etmekte.
