“`html
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu, 19 Mart 2025 tarihinde, “Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni görüşmek üzere toplandı. Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, açılışta yaptığı konuşmada, demokratik siyasete yapılan müdahalelerin gerçekte hiçbir fayda getirmediğini ifade etti. Önder, bu tür müdahaleleri kabul etmediğini ve Cumhuriyet’in demokratik niteliğinin genişlemesi gerektiğini belirtti.
Toplantıda gündem dışı konuşmalar bölümünde CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun evine yapılan baskını eleştirdi. Başarır, sabahın erken saatlerinde 20 araçlık bir polis konvoyuyla yapılan baskın sırasında avukatların ve milletvekillerinin eve giremediğini söyledi. Başarır, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının darbe dönemi uygulamalarıyla benzerlik taşıdığını vurgulayarak, bugün yapılan operasyonun tarihe “19 Mart darbesi” olarak geçeceğini ifade etti.
Başarır, iktidarın otokratik bir rejime yöneldiğini iddia ederken, Türkiye Cumhuriyeti’ni bitirme çabası içinde olduklarını belirtti. Kendilerinin CHP grubunun arkasında her zaman halkın bulunduğunu, halkın iradesine güvendiklerini de dile getirdi. Başarır, “Sizin arkanızda darbe var, bizim arkamızda halk var.” diyerek, hukukun ve demokrasinin gasbedildiğini söyledi. Bu sözler salondaki atmosferi daha da gergin bir hale getirdi.
Bu esnada, diğer CHP milletvekilleri de kürsüye çıkarak Başarır’a destek verdiler. CHP’li vekiller, ‘Hak, hukuk, adalet’ ve ‘Birleşe birleşe kazanacağız’ sloganları atarak protestolarını sürdürdü. Demokrat Parti (DEVA) milletvekilleri de CHP’li vekilleri destekleyerek ayağa kalktılar. Yine AK Parti milletvekilleri, protestolar sırasında sıralara vurarak karşılık verdiler. Bu durum üzerine Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, birleşime 20 dakika ara verilmesine karar verdi.
Meclis Genel Kurulu, verilen aranın ardından yeniden toplandı. Ancak CHP milletvekillerinin kürsü önünden ayrılmaması ve slogan atmaları durumu, Meclis Başkan Vekili’nin çalışmayı sürdürememesi ile sonuçlandı. Önder, çalışma düzenini sağlamakta zorlandığını belirterek, toplantının 20 Mart 2025 tarihinde yeniden toplanmak üzere kapatıldığını açıkladı.
Yapılan bu olaylar ve tartışmalar, kamuoyunda farklı tepkilere yol açtı. Katılımcılar arasında uzun süreli bir gerginlik yaşandı. Meclis’in, siyasette yaşanan bu tür olaylar karşısındaki tutumu, demokrasinin güçlenmesi bakımından büyük önem taşıyor. Özellikle İmamoğlu’nun gözaltına alınması, Türkiye’deki siyasi atmosferin ne denli gerildiğinin bir göstergesi olarak öne çıktı. Bu durum, muhalefet partileri arasında birlik olma yönünde bir baskı oluşturabilirken, iktidar partisi için de eleştirileri artırma potansiyeli taşıyor.
“`