Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi, 46 ülkeden milletvekillerinin katılımıyla yapılan oturumda “İstanbul Belediye Başkan’ının tutuklanması ve Türkiye’deki demokrasi ve insan haklarının durumu” başlıklı 16151 sayılı karar tasarısını büyük bir çoğunlukla kabul etti. Tasarıda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “derhal serbest bırakılması” vurgusu yapıldı ve tutuklanmasının “siyasi amaçlı” olduğuna dair kuvvetli bir inanç ifade edildi.
Toplantıya Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Gökçe Gökçen, Namık Tan, Yunus Emre ve Aysu Bankoğlu da katıldı. Alınan kararın içeriğinde Türkiye’den talep edilen noktalar arasında; Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması, kendisine yöneltilen suçlamaların düşürülmesi, İstanbul Üniversitesi’nin İmamoğlu’nun diplomasını iptal kararının kaldırılması gibi çok sayıda insan hakları talebi yer aldı. Ayrıca, ifade ve toplanma özgürlüğüne saygı gösterilmesi ve protestolar sırasında orantısız güç kullanımının durdurulması gibi maddeler de vurgulandı.
CHP Bartın Milletvekili Av. Aysu Bankoğlu, oturumda yaptığı konuşmada, “Mesele sadece Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmak değil; demokrasimize, adalete, geleceğimize sahip çıkmaktır” dedi. Bankoğlu’nun konuşması, tutukluluğu devam eden İmamoğlu’nun, 16 milyonluk bir şehrin halkı tarafından demokratik yolla seçilen belediye başkanı olduğu gerçeğini ön plana çıkardı.
Aysu Bankoğlu, “Değerli meslektaşlarım, mesele memleket meselesidir; adalet, demokrasi, özgürlük, eğitim, hak, hukuk meselesidir; ülkenin geleceği meselesidir” diyerek, bu konunun esasen Türkiye genelindeki adalet ve özgürlük anlayışı ile de bağlantılı olduğunu ifade etti. Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesinde, iktidar partisini üç kez geride bıraktığını ve gerçek bir siyasi rakip olarak hükümetin kendisinden korktuğunu belirtti. Bankoğlu, hükümetin giderek otoriterleştiğini ve muhalifleri hapse atarak halkı korkutmaya çalıştığını ifade etti.
Konuşmasında, “Bugün Türkiye’de yaşananlar sivil bir darbe” diyen Bankoğlu, hükümetin muhalifleri kriminalize etmek ve toplumu korku ile yönetme gayretinde olduğunu vurguladı. Buna rağmen halkın korkmadığını, Türkiye’nin dört bir yanında milyonlarca kişinin barışçıl protestolar yaparak Anayasal haklarını kullandığına dikkat çekti. Bankoğlu bunun yanında, protestolar sırasında kullanılan şiddete ve orantısız güç kullanımına da sert eleştirilerde bulundu.
“Bu mesele sadece İmamoğlu meselesi değildir,” diyerek devam eden Aysu Bankoğlu, Türkiye’deki demokrasinin geri kazanılması ve geleceğin korunması adına atılması gereken adımlara vurgu yaptı. Keyfi tutuklamalar ve temel özgürlüklere yönelik saldırıların, demokratik bir yönetimde yeri olmaması gerektiğinin altını çizdi. Tarihin, halk iradesine saygı duymayanları değil, özgürlük için mücadele edenleri hatırlayacağını belirtti.
Son olarak, halkın birlik içinde hareket ettiğine ve adalet için mücadele ettiğine dikkat çeken Bankoğlu, bu birlikteliğin korku duvarlarını aştığını vurguladı. “Seçilmiş liderlerimizi ya da bizleri nasıl hapsederlerse etsinler; halk her tuzağın üstesinden gelecektir” diyerek, halkın gerçek sahibi olduğunu belirtti ve bu kararlılıkla onların geri adım atmayacaklarını ifade etti.