Gürer, AK Parti iktidarları döneminde sendikasız ve güvencesiz çalışmanın sıradanlaştırıldığını vurguladı. Özellikle 2004 yılında kabul edilen iş yasasının taşeron çalışmayı yaygınlaştırdığını ve işçi ile işveren arasındaki arabulucu rolü üstlenmesi gereken iktidarın, pek çok sorun karşısında işverenin yanında durduğunu ifade etti. Gürer, “Sınırlı sayıda sözleşmeli grev hakkı kullanabilen işçilerin bu haklarına bile izin vermeyen bir iktidar söz konusu. Son 22 yılda, işçi-işveren Toplu İş Sözleşmeleri görüşmelerinde alınan 21 grev kararı engellendi ve yaklaşık 200 bin işçinin hak alma mücadelesinin önü kapatıldı. İşçiler anlaşmaya zorlanarak kendi haklarından feragat etmeye mecbur kaldı,” şeklinde konuştu.
Ayrıca, sendikalı işçi sayısının AK Parti dönemi boyunca azaldığını, bunun da çalışanların ekonomik açıdan ciddi kayıplar yaşamasına neden olduğunu belirtti. Gürer, 2002 yılında sigortalı işçi sayısının 5 milyon 223 bin olduğunu, bu sayı içinde sendikalı işçi sayısının 2 milyon 680 bin civarında kaydedildiğini hatırlattı. 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde toplam 16 milyon 864 bin 733 işçi bulunduğunu ifade eden Gürer, bu işçilerin yalnızca yüzde 14,97’sinin, yani 2 milyon 524 bin 547 kişinin sendikaya üye olduğunu vurguladı. Bu verilerin, sendikasızlığın hangi boyuta ulaştığını gösterdiğini dile getirdi.
İşsizlik sorununa da dikkat çeken Gürer, AK Parti iktidarları döneminde işsizlik oranlarının arttığını belirtti. 2002-2024 yılları arasında işsizlik sigortasından yararlanmak için başvuran kişi sayısının 13 milyon 223 bin 739 olduğunu belirten Gürer, işsizlik fonunun işçiler için tasarlanmış olmasına rağmen, işverenlere de fayda sağladığını ifade etti. “İşsizlik fonu, işsiz kalan işçilere belirli bir süre destek sunmak için oluşturulmuş bir kaynaktır. Ancak bazı işçiler, bu fondan faydalanamaz hale gelmiştir” diyerek mevcut durumu eleştirdi.
Gürer, Türkiye’deki geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 28,4’e ulaştığını ve bu kapsamda 11 milyon 417 bin kişinin işsiz olduğunu söyledi. TÜİK verilerine göre resmi işsiz sayısının ise 2 milyon 807 bin kişi olduğuna dikkat çekti. Özellikle 15-24 yaş grubundaki genç nüfustaki işsizliğin yüzde 15,1 olduğunu ifade eden Gürer, bu yaş grubundaki işsizlik oranını erkeklerde yüzde 11, kadınlarda ise yüzde 22,6 olarak açıkladı. Gençlerin iş gücüne katılımında istatistiklerin yanıltıcı olduğunu, bazı gençlerin iş aramaktan vazgeçtikleri için resmi işsiz sayısına dahil edilmediğini belirtti.
Çalışma yaşamındaki sorunların derinleştiğini vurgulayan Gürer, EYT yasasının CHP’nin çabalarıyla çıkarıldığını ancak kademeli emeklilik düzenlemesinin eksikliği nedeniyle birçok insanın mağdur olduğunu dile getirdi. Kamu sektöründe çalışan taşeron işçilere kadro verilmesi gerektiğini savunan Gürer, “Kamuda taşeron uygulamalarının tamamen sona ermesi ve tüm işçilerin kadro haklarının verilmesi gerekmektedir. Ayrıca stajyerlerin ve çırakların sigorta primlerinin işe başladıkları günden itibaren başlaması şarttır,” dedi.
Bu bağlamda, tüm bakanlıklarda taşeron işçilerin kadro sorununun çözülmesi gerektiğini belirten Gürer, çalışanların haklarının iyileştirilmesi için çeşitli düzenlemeler önerdi. Özellikle esnaf ve çiftçilerin sigorta gün sayısının düşürülmesi gerektiğini ifade ederek, bu konuda atılacak adımların önemine değindi. “Emekli maaşlarının iyileştirilmesi ve emekçilerin haklarının korunması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. CHP iktidarında, işçi ve emekçilerin sorunlarının çözülerek, 1 Mayıs’ın anlamına ve önemine yakışır bir şekilde kutlanması sağlanacaktır,” dedi.