İsrail genelinde bulunan bin 300 akademisyen, savaşın devam etmesinin belirsiz faydalar getirdiğini belirterek Gazze’deki sivillere verilen zararları dile getiren bir bildiri yayınladı. Bu saldırıların İsrail’de can kaybına, ekonomik zarara ve hukuk ihlallerine yol açtığına vurgu yapan akademisyenler, savaşın sürdürülmesinin herhangi bir gerçekçi amaç taşımadığını ifade ettiler. Ancak Hamas Hareketi, Gazze Şeridi’nde ateşkes önerilerini onayladığını açıklamasına rağmen İsrail, saldırılarına devam etme kararı aldı ve Refah’ta kara saldırıları başlatıldı. Bu saldırılarda Gazze’ye yapılan yardımların girişinin engellendiği ana geçiş noktası olan Refah Sınır Kapısı da ele geçirildi.
İsrail’in Gazze’yi hedef alan saldırıları devam ederken, İsrail Savaş Kabinesi, Gazze’nin geleceğiyle ilgili bir strateji açıklamazsa koalisyondan çekilme tehdidinde bulunmuştu. Bu durum, Gazze Şeridi’nde tutulan İsrailli esirlerin yakınları ve İsrail kamuoyu arasında endişe yaratmış, Başbakan Netanyahu’yu ateşkes anlaşmasını engellemekle suçlanmıştı. Gazze’ye yapılan saldırılarda büyük bir insanlık dramının yaşandığı ve binlerce Filistinlinin hayatını kaybettiği belirtilirken, hastaneler ve okulların da hedef alındığına dikkat çekildi. Bu saldırılar sonucunda en az 79 bin Filistinlinin yaralandığı ve binlercesinin enkaz altında kaldığı ifade edildi.
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, uluslararası camiada da büyük endişe yaratmış ve birçok ülkeden sert tepkiler almıştı. Akademisyenlerin yayınladığı bildiriyle birlikte İsrail hükümeti uluslararası arenada da eleştirilere maruz kalmıştı. Bu durum, İsrail’in Gazze politikalarının önümüzdeki dönemde daha fazla tartışılacağını ve belki de değişikliklerin gündeme gelebileceğini göstermekteydi. Sonuç olarak, akademisyenlerin ve toplumun diğer kesimlerinin ortak sesiyle Gazze’deki sivil halkın yaşadığı trajediye dikkat çekilerek barışçıl bir çözümün önemine vurgu yapıldı.