Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan güncel raporda, İsrail Devleti’nin 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze’ye yönelik gerçekleştirdiği saldırılar, uluslararası hukuk çerçevesinde ciddi ihlaller olarak değerlendirilmektedir. Raporda, bu saldırıların devam ettirilmesi ve verilen kayıpların yanı sıra yıkımın büyüklüğü detaylı şekilde incelenmiş; uluslararası hukukun yasakladığı eylemler üzerinde üst düzey yetkililerin bir talimatı olabileceği belirtilmiştir.

Raporda yer alan kanıtlar ve analizler, İsrail’in Gazze’deki eylemleri ile bir soykırım gerçekleştirme niyetinin olduğunu ortaya koymaktadır. Özellikle, 7 Ekim 2023 tarihinden sonra yaşanan olayların, bu bağlamda soykırım sayılabilecek yeterlilikte kanıtlar sunduğu aktarılmaktadır. Bu bağlamda, Uluslararası Af Örgütü Kriz Kanıtları Laboratuvarı’nın sosyal medyada paylaşılan görüntüler ve videolarla yaptıkları değerlendirmeler, Gazze’nin doğu sınırı boyunca boşaltılmış alanların genişliğini 1 ila 1,8 kilometre olarak tespit etmiştir.

Raporda ayrıca, bazı videoların içerdiği görüntülerde, İsrail askerlerinin yıkılan binaların arkasında fotoğraf çektirirken veya kutlama yaparken göründükleri ifade edilmektedir. Bu durum, İsrail ordusunun buldozerler kullanarak tarım alanlarını ve sivil yapıları hukuka aykırı bir şekilde tahrip ettiğini ve evler, okullar, camiler dâhil birçok yapının yerle bir edildiğini göstermektedir.

Gazze’de yaşayan insanlar üzerinde oluşturulan yetersiz beslenme, hastalık ve açlık gibi ciddi yaşam koşulları da raporda ele alınmıştır. Ayrıca, “İsrail, Filistinliler üzerinde sistematik bir ölüme maruz bırakmaktadır” ifadesi kullanılmıştır. Bu kapsamda, çok sayıda Filistinli’nin hücre hapsine alındığı ve işkenceye maruz bırakıldığı belirtilmektedir. Rapor, bu tür eylemlerin uluslararası insancıl hukukun ciddi ihlalleri olarak tanımlandığını vurgulamaktadır. Özetle, İsrail’in askeri kampanyasının toplam etkisi göz önüne alındığında, soykırım niyetinin ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır.

Rapordaki analizler, Gazze’nin doğu çevresindeki sistematik yıkımın bir modelini ortaya koymaktadır. Burada dikkat çeken bir diğer nokta, yıkılan evlerin, yoğun çatışmalar sonucu değil, İsrail ordusunun kasıtlı bir şekilde bölgeyi yerle bir etmesi ile ortaya çıktığıdır. Bu durum, bölgedeki sivillerin topluca cezalandırıldığı anlamına gelmektedir ve bu tür uygulamaların uluslararası toplum tarafından dikkate alınması gerektiği ifade edilmektedir.

Ayrıca, rapor hazırlıkları sırasında, Gazze’deki yerel yetkililer, sağlık çalışanları ve saldırılardan etkilenen 212 kişiyle görüşmeler yapılmış, saha çalışmaları gerçekleştirilmiş ve uydu görüntüleri gibi çeşitli dijital kanıtlar incelenmiştir. Buna ek olarak, İsrailli hükümet ve askeri yetkililerin açıklamaları da değerlendirilmiş ancak bu konu hakkında İsrail’den resmi bir yanıt alınamadığı belirtilmiştir.

Kaynak: DHA