İsrail, İran’a yönelik saldırılarına hız kesmeden devam ediyor ve bu çatışmaların kapsamı gün boyu sürmekte.
Orta Doğu’da tansiyon yükselirken, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Lideri Devlet Bahçeli, İsrail’in eylemlerini sert bir dille kınadı.
Bahçeli, İsrail’in hedefinin Türkiye olduğunu ve bu ülkede terörsüz bir ortam yaratmayı engellemeye çalıştığını belirtti.
Bahçeli, şunları ifade etti:
“BİLİM İNSANLARI KATLEDİLDİ”
İran’ın nükleer programı ile ilgili altıncı müzakerelerin bu pazar günü Umman’da yapılması planlanırken, İsrail’in çatışma ve savaş diline başvurması, başka niyetlerin var olduğuna işaret ediyor.
Bu çerçevede, İran’a ait nükleer tesisler, askeri üsler ve sivil hedefler acımasızca vurulmuş; İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları Komutanı ve bilim insanları hayatını kaybetmiştir.
Gazze’de insanlık ve savaş suçu işleyen İsrail, tarihin en trajik soykırımlarından birini sistematik bir şekilde gerçekleştirmeye devam etmektedir.
“TÜRKİYE’NİN AYAĞINA DOLAŞAN ALÇAK CEHALET”
Bıktırıcı ve cılız kınama mesajlarından daha fazlasını yapmak, hem küresel adaletin hem de insanlık onurunun korunması açısından kaçınılmazdır.
İsrail, önüne gelene saldırarak sabotaj ve suikast girişimlerini coğrafyaya yayarken, Filistin, Yemen, Suriye, Irak, Lübnan ve İran gibi pek çok alanı hedef alıyor.
Türkiye’nin ayağına dolanan bu alçak cehalet ve cinayet suç makinesi karşısında etkin askeri, ekonomik ve stratejik önleyici tedbirlerin alınmaması, dünya genelinde belirsizlik yaratma riskini artırmaktadır.
“AKIL VE AHLAK DIŞI”
Bu durumun sonuçları, korkunç olayları doğurmakla kaçınılmaz hale gelecektir. Bebekleri öldüren, yardım gemilerini durduran ve Gazze’yi yok etmek için seferberlik içinde hareket eden bir barbarlığa göğüs germek, akıl ve ahlak dışıdır.
“GELİŞMELERİN PÜF NOKTASINDA TÜRKİYE VAR”
İsrail Başbakanı’nın Siyonist tutumları ve yaklaşan seçimlerdeki koltuğunu kaybetme korkusu, otokontrolünü kaybettirmektedir. Gazze katili Netanyahu, bir an önce görevden alınması gereken bir tehlikedir.
Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili yapılan spekülasyonlar ise farklı emel ve hedeflere hizmet eden yanıltıcı propagandalardır.
Bu süreç, sadece İsrail toplumu üzerinde değil, aynı zamanda küresel düzeyde Yahudi düşmanlığını artırma potansiyeline de sahiptir. Gelişmelerin merkezinde Türkiye bulunmaktadır.
“TÜRKİYE’YE VERİLMİŞ SİNSİ BİR MESAJ”
İsrail’in terörist yönetimi, Türkiye’nin uluslararası diyalog alanını daraltmak, terörizme karşı kararlılığını sarsmak ve bölgeyi karanlığa sürüklemek amacıyla her fırsatı değerlendirmektedir.
Tüm dünyayı etkileyen kriz ve kaos ortamında nihai hedef Türkiye’yi zayıflatmaktır. Türk milleti, Siyonizm ve emperyalizmin tuzaklarına karşı birlik ve beraberlik içinde duracak, taviz ve teslimiyet düşünülmeyecektir. İran’a yönelik operasyon, Türkiye’ye yönelik sinsi bir mesaj niteliğindedir.
“TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE BİR TEPKİDİR”
Aynı zamanda bu eylemler, Türkiye Yüzyılı hedeflerine ve terörsüz bir geleceğe dolaylı bir tepki olarak değerlendirilebilir. İçimizdeki İsrail lobisine rağmen güçlenen milli birlik ve dayanışma ruhu, düşmana korku, dostlara güven verecektir.
İsrail’in durdurulması, hem milli güvenliğimiz hem de bölgedeki barış ve istikrar açısından tarihi bir sorumluluktur. Bu sorumluluğun inkârı veya ihmal edilmesi, öngörülemez sorunlar doğuracaktır. ABD’nin de tarihin ve insanlığın doğru yerinde konumlanması gerektiği açıktır.
“MHP, İSRAİL’İN GÜÇ KULLANILARAK ÖNÜNÜN KESİLMESİ DÜŞÜNCESİNDEDİR”
Ülkedeki siyasi baskı ve ayrılık talepleri, 14 Haziran’da birçok eyalette yapılacak gösteri ve protestolar, hiçbir devletin kendi içinde tamamen güvenli olmadığını göstermektedir.
Milliyetçi Hareket Partisi, İsrail’in kesinlikle güç kullanılarak durdurulması gerektiği düşüncesindedir; zira başka bir seçenek kalmamıştır. Bunun yanında, geçmişteki diplomasi ve diyalog arayışları, etkinliğini giderek kaybetmektedir.
