USD39,24
%0.35
EURO44,54
%-0.11
BIST9.111,65
%-0.64
Petrol63,27
%-0.13
GR. ALTIN4.159,41
%-0.30
BTC4.115.095,27
%-2.98
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
  1. Haberler
  2. Gündem
  3. İstanbul’un Fethi: Hayalden Gerçeğe Zafer Yolu

İstanbul’un Fethi: Hayalden Gerçeğe Zafer Yolu

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul’un fethi, sadece bir tarihi dönüm noktası değil; aynı zamanda bir hayalin, inancın ve azmin somutlaşmış halidir.

Hayallerin peşinden koşan genç Padişah Mehmed, “Herkesin olmaz, yapamayız” dediği bu büyük hedef için yılmadan ilerlemeye kararlıydı.

“Konstantiniyye muhakkak fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır. Onu fetheden ordu ne güzel ordudur” müjdesine ulaşmak için genç yaşta hayallar kurarak kendini geliştiren Mehmed, o özel günü beklemekle kalmayıp, her yönüyle hazırlık yaptı… İnandı, azmetti ve sonunda başardı!

Çağ açıp çağ kapatan zafer

Sultan II. Mehmet’in liderliğinde 29 Mayıs 1453’te gerçekleşen fetih, 54 gün süren kuşatmanın ardından Doğu Roma İmparatorluğu’nun sona ermesine ve Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın başlamasına neden oldu.

İstanbul, tarih boyunca Osmanlı’dan önce birçok devlet tarafından kuşatılmasına rağmen, Sultan II. Mehmet’in fethiyle sarsılmaz kalelerden biri haline geldi.

Fetih hedefi gerçekleştikten sonra, Mehmet’in asıl amacının evrensel ve ebedi bir devlet anlayışına ulaşmak olduğu görüldü.

Kutlu Fetih için kutlu hazırlıklar

İstanbul’un fethi için gerçekleştirilen hazırlıklar, kuşatma boyunca hem içeride hem dışarıda verilen mücadeleler ardından, Sultan II. Mehmet’i “Fatih” unvanına ve cihan imparatoru olmaya götürdü.

Şehzade olarak İstanbul’u fethetme hayalini kuran II. Mehmet, bu amacına ulaşmak için çeşitli hazırlıklara girişti ve ilk saltanatındaki olumsuz izleri silmek için aktif bir şekilde çalıştı.

II. Mehmet’in emri doğrultusunda, Karaman seferinden döndükten sonra Edirne’de İstanbul’un fethi için hazırlıklar başlatıldı.

Edirne’de büyük toplar döküldü

Zağanos Paşa, 1452 yılının başlarında Anadolu Hisarı’nı güçlendirerek şehrin dışarıdan yardım almasını engelledi, ağustosta ise Rumeli Hisarı tamamlandı. Bu sayede, İstanbul’a gelen askeri yardımların önüne geçildi.

Osmanlı ordusuna hizmet teklif eden Urban isimli Macar top döküm ustası tarafından dökülen ilk top, Rumeli Hisarı’na yerleştirildi ve bu top, İstanbul Boğazı’nı izinsiz geçmeye çalışan Venedikli Antonio Rizzo’nun gemisini batırdı. Bu başarı, daha büyük topların yapılması gerekliliğini ortaya çıkardı ve Edirne’de büyük top dökümü süreci başladı.

Edirne’deki yeni büyük top, 62,8 santimetre çapındaydı ve her biri 600 kilogram ağırlığında taş gülleler atabiliyordu. Bu toplar, 64 günlük zorlu bir yürüyüşten sonra İstanbul’un önüne geldi. Rumeli ordusunun büyük bir bölümü, topların hareketinden yaklaşık iki ay sonra Edirne’den ayrıldı ve 10 gün içerisinde İstanbul’a ulaştı.

Rumeli Hisarı’nın tamamlanması, savaş nedeniydi ve bu sırada Bizans ile Osmanlı birlikleri arasında küçük çaplı çatışmalar yaşandı. Sonunda, II. Mehmet, Bizans İmparatoru 11. Konstantinos’tan kenti teslim etmesini talep ederken, resmi olarak savaş ilan etmiş oldu.

Devlet içerisinde kuşatmaya karşı çıkanlar oldu

İstanbul’un fethi, iç politikada da önemli değişimlere neden olacaktı. Çandarlı Halil Paşa’nın liderliğindeki kesimler, kuşatmanın başarısızlıkla sonuçlanmasının saltanat için yıkıcı olabileceğini düşünüyordu.

Uç beylerinin bir kısmı ise, İstanbul’un fethedilmesinin ardından devlet merkezinin buraya taşınmasının Edirne merkezli gaza ve akın faaliyetlerinin son bulmasına neden olacağı ve bu durumun Osmanlı’nın denizciliğe kaymasına yol açacağı endişesini dile getirdi.

Bu belirsizlikler içinde, ilk büyük genel taarruz 18 Nisan’da gerçekleştirildi. Ancak büyük saldırının başarısızlığı, Osmanlı ordusunun moralini olumsuz etkiledi.

Ayrıca 20 Nisan’da Ceneviz ve Bizans gemilerinin rüzgâr yardımıyla Haliç’teki Osmanlı ablukasını aşarak şehri savunanlara yardım göndermesi, kuşatmanın kaldırılmasına taraftar olan kesimlerin eline önemli bir koz verdi.

Zor zamanlarda padişahın yanında destek veren Akşemseddin, o döneme ait mektubunda 2. Mehmet’i destekleyerek kuşatmanın devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Gemileri karadan yürütme planı devreye alındı

Ordudaki moral bozukluğunu gidermek amacıyla daha önceden hazırlanan plan devreye konuldu. Beşiktaş-Kabataş arasında bir koydan Kasımpaşa’ya uzanan özel bir yol yapılarak, 70 kadar gemi karadan yürütülerek Haliç’e indirildi.

Bu stratejik hamle, Urban’ın döktüğü dev topların etkisiyle şehir savunucuları ve yerel halk üzerindeki psikolojik etkiyi arttırdı.

Osmanlı gemilerinin 22 Nisan sabahı Haliç’e indirilmesi, şehre yardım gönderen Ceneviz gemilerinin yarattığı iyimser havayı bozarak Bizans’ı umutsuzluğa sürükledi.

28 Nisan’da Osmanlı teknelerini yakmaya çalışan Venedikli Amiral Giocomo Coco, gemisiyle Haliç sularına gömüldü ve başarısız bir saldırı gerçekleştirerek geri çekildi.

6 Mayıs’ta Osmanlı ordusu, top atışları sonucu zayıflayan Topkapı ve Edirnekapı arasındaki surları ana hedef olarak belirlendi.

Kuşatmayı engellemek için yalan haberler yapıldı

Bu arada Osmanlı ordusuna gelen Macar elçisinin, kuşatmanın sürmesi halinde bir Haçlı ordusunun yola çıkacağına dair yaptığı tehdit, Bizanslıların kuşatmayı kaldırma çabalarını artırdı. Ayrıca, Osmanlı ordusu içinde gizlice haber ajanları göndererek büyük bir yardım kuvvetinin Balkanlar’a yöneldiği yönünde dedikodular yaymaya çalıştılar.

Neredeyse 50 gündür süregelen kuşatma, Osmanlı ordusu içerisinde huzursuzluğu arttırdı. Çandarlı Halil Paşa ve destekçilerinin, yeni bir harp meclisi toplanması talebi ise, kuşatmanın kaldırılması isteyenlerle son bir taarruzda ısrar edenler arasında tartışmalara nedeni oldu.

Sonunda, 2. Mehmet’in desteğini tekrar alan Zağanos Paşa, nihai saldırının gününü belirlemekle görevlendirildi. Her şey 29 Mayıs’ta yapılacak son hücuma bağlı hale geldi.

Askerlerin moralini artırmak için, şehrin İslam hukuku gereği üç gün yağma edileceği bildirildi. Aynı zamanda, II. Konstantinos, şehirdeki askerleri motive etmek amacıyla dini ayinler düzenleyerek moral sağlamaya çalıştı. Kaçan savunuculara karşı sert tedbirler de alındı.

Gün doğumunda üç dalga halinde büyük taarruz

Osmanlıların gün doğumunda başlattığı büyük taarruz sırasında, İstanbul kuşatmasının önemli isimlerinden Giovanni Guistiniabi-Lungo ağır yaralandı ve savunma hattı tamamen çöktü.

Topkapı kalesi ve buradaki yüksek yapının yıkılmasında, ağır topçu ateşi ve başarılı lağım operasyonları önemli rol oynadı. 11. Konstantinos, askerleriyle birlikte Yedikule çevresinde Osmanlı askerleri tarafından sıkıştırıldı ve öldürüldü.

Artık “Fatih” unvanını almaya hak kazanan II. Mehmet, muzaffer bir kumandan olarak öğle vaktinde şehre girdi ve Ayasofya’nın kubbesine çıkarak yaşananları gözlemledi. Sonrasında, yağmayı ikinci gün durdurdu.

Şehir halkının can ve mal güvenliğini sağlayan II. Mehmet, başkent olarak belirlediği İstanbul’un daha fazla zarar görmemesi için özen gösterdi.

Orta Çağ’ın en güçlü kara ve deniz kaleleri, Fatih Sultan Mehmet’in kuşatma stratejileri, ateşli silah kullanımı ve düzenli askeri gücü karşısında yenilgiye uğradı. İstanbul’un fethi, 1058 yıllık Bizans İmparatorluğu’nun sona ermesi, Orta Çağ’ın kapanması ve Yeni Çağ’ın başlaması ile sonuçlandı. İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu’nun yeni başkenti oldu.

Haçlıların tahrip ettiği İstanbul ayağa kaldırıldı

İstanbul’u fethettikten sonra reformlar gerçekleştirerek Osmanlı’nın klasik çağını başlatan Fatih Sultan Mehmet, hem İslam hem de Hristiyan dünyasında büyük bir üne kavuştu.

Fetih sonrası, şehirde meydana gelen büyük tahribatın ardından İstanbul’un eski ihtişamını geri kazandırmak için yoğun çaba harcandı. Şehir, Fatih’in mirası ile eski günlerini de geçerek dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline geldi.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
İstanbul’un Fethi: Hayalden Gerçeğe Zafer Yolu
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!