1945 yılında ABD’nin Hiroşima’ya atılan atom bombasının kalıntıları arasında bulunan erimiş bir kol saati, Boston kentindeki “RR Auction” müzayedesinde 31 bin 113 dolara satıldı. Saati satın alan müşterinin ismi açıklanmadı. Saat, yerel saatle patlama anı olan 08.15’te durarak eridi ve acil yardım malzemeleri götürmek için kente gelen bir İngiliz askeri tarafından bulundu. Müzayede yetkilileri, saati “nükleer çağın şafağının işareti ve uygarlığın alacakaranlığının habercisi” olarak nitelendirdi.
2017 yılında Nobel Barış Ödülüne layık görülen Uluslararası Nükleer Silahların İmha Edilmesi Kampanyası (ICAN), bu satışa karşı çıktı. ICAN, tarihi dersler taşıyan bir objeden bireylerin kâr elde etmesine karşı olduğu için kol saatinin müzayede satış listesinden çıkarılmasını istedi. Hiroşima’ya atılan atom bombası, ABD tarafından 6 Ağustos 1945 tarihinde atılmıştı ve kent yüzde 90 oranında yıkılmıştı. Bu saldırı sonucunda Hiroşima’da ilk anda 80 bin kişi yaşamını kaybetmişti.
Atom bombasının Hiroşima’ya atıldığı gün Kırım saatiyle 08.15’te duran kol saati, tarihi bir belge olarak değerlendirilmektedir. Müzayede yetkilileri tarafından yapılan açıklamada, saatin, nükleer çağın başlangıcını ve uygarlığın düşüşünü simgeliyor olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle kol saati, sadece bir zaman ölçer değil, aynı zamanda insanlık tarihinin önemli bir anının sembolü olarak da görülmektedir.
Hiroşima’da yaşanan atom bombası saldırısından sonra bulunan erimiş kol saati, 31 bin 113 dolara satılarak yeni bir sahibini buldu. Bu tür tarihi eserlerin satışı genellikle tarihi ve duygusal anılarla ilişkilendirildiği için kontroverziyel olabilmektedir. Ancak, bu tür objeler tarihi dersler çıkarılmasını sağlayarak insanlık tarihine olan ilgiyi canlı tutabilir ve geçmişte yaşanan felaketleri hatırlatarak gelecekte benzer hataların tekrarlanmasını önleyebilir. Bu yönüyle, Hiroşima’nın atom bombası kalıntılarından çıkan erimiş kol saati, tarihe ışık tutan bir belge olarak önemli bir yere sahiptir.