Hayat Bir Tarzdır, Tatil de Öyle…
Bazıları için hayat sadece akıp giden bir zaman çizelgesidir. Oysa benim için hayat; bir duruş, bir ifade, bir tarz meselesidir. Giydiğiniz gömlekten yudumladığınız kahveye, dinlediğiniz müzikten gittiğiniz tatile kadar… Her şey sizi anlatır. Ben bu yüzden hiçbir ayrıntıyı tesadüflere bırakmam. Çünkü ben yaşadığım her ana imzamı atarım.
Yıllardır turizm dünyasının içindeyim. Her bölgesine bastım bu ülkenin; sahillerde, yaylalarda, otellerde, hanlarda, hamamlarda oldum. İnsanları dinledim, hikâyeleri biriktirdim. Sonra bir baktım, bu bir meslek değil; bir hayat biçimi olmuş benim için.
Ve bu hayatı anlattım: yazılarla, programlarla, hatta “Tatil Tadında Kalın” diyerek bir kitapla… Çünkü turizm sadece yatak satmak değildir; bir ülkenin vitrinidir, ruhudur.
Ben biraz da milliyetçiyim, evet. Ama gösterişli laflarla değil; özüyle, sesiyle, kokusuyla bu toprağı sevenlerdenim. Yani ben bu ülkeyi turizmle sevdirmeyi bir görev biliyorum. Yemeğinden kumaşına, insanından mevsimine kadar anlatılması gereken çok şey var.
Benim için bir puro sadece bir alışkanlık değil; bir ritüeldir. Konuşmalarımda seçtiğim kelimeler, üzerime giydiğim ceket kadar özenle seçilir. Tarz dediğin şey, aynada değil; insanın öz benliğinde başlar.
Sosyal medyada yüz binlerce dostum var. Her biriyle ayrı bir bağ kurduk. Kimi tatil sorar, kimi hayat. Cevabım her zaman şu:
“Önce kendinle barış, sonra valizini hazırla.” Çünkü yolda olmak, biraz da iç yolculuktur.
Ben burada, bu köşede, her yazımda bir iz bırakmak istiyorum. Çünkü biliyorum ki bu ülkenin hikâyesi bitmedi. Daha anlatacak çok şey var.
Yeter ki kulak verin.
Tatil tadında kalın…
Sevgiyle,
Alper Tekbaş