Tanınmamış Kişi, Duayen Olamayan Gazeteci, Haberci ve Tanık…

Duayen Gazetecilik Nedir?
Duayen gazetecilik, sadece haber yazmakla değil, habere ruh katmakla, mesleğe yön veren bir tecrübe ve güven inşa etmekle ilgilidir. Bu gazetecilik anlayışında:
-
Tecrübe ve birikim vardır: Yıllar içinde yaşanan olaylar, tanıklıklar, krizler ve başarılarla oluşmuş bir hafıza.
-
Güvenilirlik esastır: Duayen bir gazetecinin kalemi doğruluk ve tarafsızlıkla özdeşleşir, onun haberi tartışmasız bir kaynak olarak görülür.
-
Etki ve yön göstericilik önemlidir: Yalnızca olanı aktarmakla kalmaz, topluma, genç gazetecilere ve hatta siyasilere bile yol gösterir.
-
Ahlak ve vicdan ön plandadır: Haberin peşinde koşarken insan hayatını, adaleti ve toplumsal yararı göz ardı etmez.
-
Sade ama güçlü bir dil kullanır: Okuyan, izleyen, dinleyen kişi haberde hem gerçeği hem de tecrübeyi hisseder.
Kısacası duayen gazetecilik, mesleğin zirvesi ama aynı zamanda vicdanın da sesi gibidir.
Dostlarım bugün benim doğum günüm, yani yaş oldu 68, bu güne kadar hayatımdan kimler geldi kimler geçti, mesleğim gazetecilik olunca da normal insanlardan farklı yaşadım bu hayatı. Benim dönemimde tanıdığım usta ve duayen gazeteciler artık yoklar. ben de yokum, varız ama yokuz, yaşlandık yerimizi daha genç daha yakışıklı bu işin okulunu okumuş insanlara devrettik. Fakat ne yazık ki bizim yaptığımız habercilikle onların yaptığı habercilik arasında dünyalar kadar fark var, onlar bağımlı gazeteci biz ise tam bağımsız ve özgür gazeteci olarak bu mesleği icra ettik. Belki çok yorulduk, yaptığımız haberler birilerini çok rahatsız etti, hatta siyasi anlamda titrini bile bitirdim bazı siyasetçilerin, ama biz işimizi doğru yaptık ve hiç bir gerçeği milletimizden saklamadık. Tüm bunların karşısında ödül mü sadece yıllarca tehdit aldık ve sonunda işten atıldık. Ama ben mutluyum işimi yıllarca layıkıyla yaptım. Kimsenin esiri yada kölesi olmadım, kalemimi de satmadım, mutluyum gururluyum.
Neyse kısacası gazetecilik sadece bir meslek değil, bir vicdan işidir. Haluk Girti, bu vicdanın sesi olarak Türkiye’nin yakın tarihine damga vuran olayların tanığı ve aktarıcısı oldu.
1970’lerden itibaren Türkiye’nin en çalkantılı dönemlerinde, Susurluk skandalından Adnan Oktar dosyasına, derin devlet ilişkilerinden kara para operasyonlarına kadar birçok karanlık gerçeği gün yüzüne çıkarmak için kalemini kalkan, objektifini de gerçeğin pusulası edindi.
“Önce can, sonra haber” anlayışıyla mesleğini icra eden bendeniz yani Haluk Girti, haberi uğruna tehditlere, baskılara ve risklere rağmen geri adım atmadı, yurt dışına da kaçmadı halen Girdap Haber portalıyla da yazılamayanları yazmaya devam ediyor yaş 68 de olsa onun gazeteciliğe olan bağımlılığı ne zamana kadar sürecek ölene kadar. Onun haberleri sadece manşet olmadı; devlet, siyaset ve medya üçgenindeki kirli ilişkilerin toplum tarafından görülmesini sağladı.
Haluk Girti, aynı zamanda medyanın çürümüş yönlerini de içeriden gözlemleyip ifşa ederek, genç gazetecilere mesleğin etik değerlerini hatırlattı. Yılların getirdiği tecrübe, cesaret ve tarafsızlık onu Türkiye basınında duayen gazetecilik kavramının yaşayan örneklerinden biri hâline getirdi ama bit türlü duayen unvanını alamadı.
Bugün, kaleme aldığı Girdabın İçinden kitabıyla hem kendi tanıklıklarını hem de Türkiye’nin yakın tarihini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefliyor. Çünkü onun için gazetecilik sadece haber değil; hafıza, hesap ve hakikat demektir.