Bir Yüzükle Gelen Büyük Dönüşüm – Ulaşım ve Altyapı

Bir ülkenin gelişmişliğini ölçmenin yollarından biri, yollarına bakmaktır. Recep Tayyip Erdoğan döneminde Türkiye’nin yolları, köprüleri, tünelleri ve havalimanları adeta yeni baştan yazıldı. Kim ne derse desin, bu dönemin en görünür ve elle tutulur yatırımları altyapı projeleri oldu.
Bölünmüş Yollar
2002’de 6 bin kilometre olan bölünmüş yol ağı, bugün 30 bin kilometreyi geçti. Bu, sadece seyahat konforu değil, aynı zamanda can güvenliği demek. Kazalar azaldı, şehirler arası ulaşım kolaylaştı.
Mega Köprüler ve Tüneller
-
Marmaray (2013) ile Asya ve Avrupa kıtaları deniz altından birbirine bağlandı.
-
Avrasya Tüneli (2016) otomobillere İstanbul Boğazı’nı yerin altından geçme imkânı sundu.
-
Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü ulaşıma çağ atlattı.
-
Dünyanın en uzun orta açıklıklı asma köprüsü 1915 Çanakkale Köprüsü de bu dönemin simgelerinden biri oldu.
Hızlı Tren Hatları
2009’da Ankara-Eskişehir hattıyla başlayan hızlı tren serüveni, Konya, İstanbul, Sivas gibi illere uzandı. Demiryolları, Türkiye’nin uzun yıllar ihmal ettiği bir alan iken tekrar gündeme taşındı.
Havalimanları
Türkiye, Erdoğan döneminde bir havalimanı atağı yaşadı. İstanbul Havalimanı, sadece Türkiye’nin değil dünyanın en büyüklerinden biri olarak açıldı. Anadolu’nun pek çok ilinde yeni havalimanları hizmete girdi. Bu da hem turizmi hem de iç hat ulaşımını geliştirdi.
Eksiler ve Tartışmalar
-
Maliyetler ve borç yükü: Yap-işlet-devret modeliyle yapılan projelerin maliyeti hâlâ tartışma konusu.
-
Geçiş ücretleri: Köprü ve otoyol fiyatlarının yüksekliği vatandaşın cebini zorluyor.
-
Bölgesel eşitsizlik: Batı bölgeleri yatırımlardan daha fazla pay alırken, doğu hâlâ yeterince fayda göremiyor.
Sonuç
Evet, Erdoğan döneminde altyapı yatırımlarıyla Türkiye’nin çehresi değişti. Bugün Avrupa standartlarında yollarımız, dünya çapında havalimanlarımız, devasa köprülerimiz var. Bu eserler inkâr edilemez.
Ama aynı zamanda şu gerçeği de unutmamak lazım: Asıl mesele sadece “yapmak” değil, yapılanı adil, ekonomik ve halkın lehine kullanabilmektir. Çünkü eserlerin büyüklüğü değil, milletin hayatına katkısı kalıcı olanıdır.