65 yaş üstü vatandaşlarımızın sağlık durumlarını değerlendirmek amacıyla zorunlu hale getirilen sağlık raporu, toplumda önemli tartışmalara neden olmaktadır. Peki, ülkenin kaderini belirleyen kararları alan yöneticilerimiz için neden böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır? Bu soru, demokratik bir rejimde yaşayan her vatandaşın aklına takılan haklı bir sorudur.
Eşitlik İlkesi ve Çifte Standart
Anayasamızın temel ilkelerinden biri olan eşitlik ilkesi, herkesin kanun karşısında eşit olduğunu vurgular. Ancak, 65 yaş üstü sağlık raporu uygulamasında görülen yaş ayrımı, bu ilkenin ihlali olarak değerlendirilebilir. Bir yandan vatandaşlardan sağlık raporu istenirken, diğer yandan ülkeyi yönetenlerin sağlık durumları hakkında net bilgiler verilmemesi, açık bir çifte standart olarak algılanmaktadır.
Yönetimin bu konuda ki sorumluluğu sadece vatandaş için mi geçerli?
Ülkeyi yönetenlerin aldığı kararlar, milyonlarca insanın hayatını doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, bu kişilerin fiziksel ve zihinsel olarak görevlerini yerine getirebilecek durumda olup olmadığı, toplumun en büyük kaygılarından biridir. Sağlıklı bir yönetim için, yöneticilerin de düzenli sağlık kontrollerinden geçerek, sağlık durumlarının kamuoyuyla paylaşılması gerekmektedir.
Şeffaflık ve Güven Sorunu
Yöneticilerin sağlık durumları hakkındaki belirsizlik, toplumda şeffaflık eksikliği algısı yaratmaktadır. Vatandaşlar, yönetenlerin sağlık durumlarının, aldıkları kararları ne denli etkileyebileceği konusunda endişe duymaktadır. Bu durum, yönetime olan güveni zedeler ve demokratik süreçlere olan inanci azaltır.
Olası Çözüm Önerileri
- Eşitlikçi Bir Uygulama: Tüm kamu görevlileri için, yaş ayrımı gözetmeksizin, düzenli sağlık kontrolleri ve raporlama mekanizmaları oluşturulmalıdır.
- Şeffaflık İlkesi: Yöneticilerin sağlık durumları hakkında düzenli olarak kamuoyuna bilgi verilmelidir.
- Bağımsız Bir Değerlendirme Mekanizması: Sağlık raporlarının, tarafsız ve bağımsız bir kurul tarafından değerlendirilmesi sağlanmalıdır.
- Toplumsal Denetim: Vatandaşların, yönetenlerin performansını değerlendirme ve hesap sorma mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
Sonuç
65 yaş üstü sağlık raporu tartışması, aslında daha geniş bir soruna işaret etmektedir: Toplumda adalet ve eşitlik ilkesinin tam olarak uygulanmaması. Bu durum, siyasi sistemde güven erozyonuna yol açar ve toplumun huzurunu bozar. Bu nedenle, bu konuda yapılacak düzenlemelerle hem adaletli bir sistem kurulabilir hem de toplumun tüm kesimlerinin güvenini kazanmak mümkün olabilir.
Unutmayalım ki, sağlıklı bir toplum için sağlıklı bir yönetim şarttır.