USD39,59
%-0.32
EURO45,67
%-0.99
BIST9.311,88
%-2.19
Petrol74,23
%7.02
GR. ALTIN4.345,98
%1.44
BTC4.162.079,86
%1.35
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Haluk GİRTİ
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Cesaret Gazeteciliğin İlk Şartıdır”

“Cesaret Gazeteciliğin İlk Şartıdır”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Cesaret Gazeteciliğin İlk Şartıdır” – 1974’ten Bugüne Onurlu Bir Kalemin Hikayesi

Habercilik yürek ister… Bir gazeteci önce beyniyle, sonra yüreğiyle haber yapar. Gerçeklerin peşinden koşmak, yolsuzlukları ifşa etmek her kalem tutanın harcı değildir. Ben bu mesleği sadece bir iş olarak değil, bir dava olarak gördüm. Övünmek gibi olmasın ama kendimi diğer meslektaşlarımdan hep ayrı bir yerde tuttum. Çünkü ben, gazeteciliği okulla değil, hayatın içinden öğrendim.

1974 yılında, Halka ve Olaylara Tercüman gazetesinde genç, dinamik bir muhabir olarak başladım mesleğe. O dönemde beni yetiştiren ustalarım vardı: Fuat Kaçar, Erkan Yiğit, Togay Gözütok, Tancan Baltalı, Şevket Uğur… Hepsi aynı nasihati verdi: “Bu mesleği yapacaksan cesur olacaksın.” İşte o öğüdü hayat boyu taşıdım ve her haberimi bu cesaretle yaptım.

Benim karakterim; doğrudan yana olmak, doğruların peşinden yürümek ve yılmadan araştırmak üzerine kurulu. Bu yüzden de mesleğin en zorlu alanı olan polis-adliye muhabirliğini seçtim. Yıllarca emniyetle iç içe çalıştım. Her meslekte olduğu gibi, orada da “sütü bozuklar” vardı ama çoğunlukla emekçi, dürüst insanlarla çalıştım. Gazetecilikte tek bir pusulam oldu: Kamu yararı.

Bugüne kadar sayısız haber yaptım ama bir tanesi var ki, binlercesine bedeldir: Susurluk Skandalı.
O çeteyi yıllarca inceledim, adeta onların arasında yaşadım. O dönemde kimsenin tanımadığı Abdullah Çatlı’nın gerçek kimliğini kamuoyuna ilk ben duyurdum. Susurluk’ta meydana gelen o kazadan sonra Türkiye bir anda çalkalandı. Tencereler tavalar çalındı, ışıklar söndürülüp yakıldı. Devlet-mafya-emniyet üçgeni halkın gözünde tüm çıplaklığıyla görünür oldu. İçişleri Bakanı dahil birçok isim gözaltına alındı, yargılandı. Hükümet yerinden oynadı. Ardından, yeni bir siyasi hareket –AK Parti– iktidara geldi ve Türkiye’nin siyasi rengi bir gecede değişti.

Ama ne olduysa işte ondan sonra oldu…

Son 10–15 yılda, Türkiye’de gazetecilik başka bir forma büründü. Basın özgürlüğü kavramı rafa kalktı. Gazete patronları yerini mafya uzantılarına bıraktı. Usta gazeteciler birer birer kızağa çekildi, yerlerini “yalaka kalemler” aldı. Haberlere sansür geldi, kalemler susturuldu. Cesaret, yerini korkuya, özgürlük yerini otosansüre bıraktı. İşte ben de o dönemde kabuğuma çekildim. Ama içimdeki gazeteci hiçbir zaman ölmedi. Yıllarca bazı kesimler tarafından tehditler aldım işsiz kaldım, öldürülmedim ama süründürüldüm. Kısacası kalemimi bir anda kırdılar. Benim doğru haberciliğim yüzünden geldi bunların hepsi başıma. Her meslekte olduğu gibi tüm yayın organları da beni dışladı. Korkularından bana iş bile vermediler. Yalnız bırakıldım tek başıma. Bir Susurluk haberi benim hayatımı bir anda alt üst etti. Yıkılmadım zorda olsa hayata tutundum. Bazı dostlarım bile benden elini ayağını bir anda çekti. O zaman anladım ki düşenin hakikaten dostu yokmuş. Aradan yıllar geçti, en sevdiğim mesleğimi yapmak için yıllarca bekledim. Sonunda istediğim oldu ve şimdi tam bağımsız olarak haberciliğimi yapabileceğim bir yayın organına sahip oldum. GİRDAP HABER & GİRDAP TV, işte bu haber sitemde bundan böyle bana kimse gem vuramıyor, yine doğru bildiğim yolda belgeli haberciliğimi sürdürüyorum. Bizim habercilik anlayışımızda iftira olmaz, yalan haber olmaz, sadece ve sadece belgeli ve doğru habercilik bizim işimizdir diyerek yola koyuldum. Yine tek başımayım yine haber peşindeyim. Girdap Haber de benim gücüm kolum ve kanadım. Kim haksızlık yada yolsuzluk yaparak kendine servet edindiyse, biz GİRDAP HABER olarak dim dik karşısındayız. Çok kısa zamanda Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün yıllardır dokunulmazlığını da biz ortadan kaldırdık buda böyle biline.

Çok Uzattım kısacası bugün buradayım.
Kendimi tekrar kamu yararına haber yapmaya adadım. Geçmişte olduğu gibi, belgelerle konuşmaya devam edeceğim.
Ve bu benim için yeniden doğuş ve de başlangıç…

Haluk GİRTİ

“Cesaret Gazeteciliğin İlk Şartıdır”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!