CHP’de Neler Oluyor?
Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) değişim rüzgârı Özgür Özel ile birlikte esmeye başlamıştı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun uzun süren genel başkanlık döneminin ardından görevi devralan Özel, kamuoyunda “yeni bir CHP” beklentisini doğurdu. Ancak geçen süre zarfında umut yerini belirsizliğe, değişim iddiası ise kaosa bıraktı. Bugün geldiğimiz noktada CHP sadece kendi iç sorunlarıyla değil, dışarıdan gelen sert siyasi müdahalelerle de mücadele ediyor.
Felaket mi, Arınma mı?
Özgür Özel’in liderliğinde başlayan “değişim” süreci, aslında yapısal dönüşümden çok vitrin yenilemesiyle sınırlı kaldı. Parti içindeki klikler hâlâ aktif, gençleşme ve demokratikleşme söylemleri ise örgüt bazında karşılık bulmadı. Bu iç gerilim yetmezmiş gibi, şimdi CHP’li belediyelere yönelik peş peşe yapılan operasyonlar partiyi köşeye sıkıştırmış durumda.
Son haftalarda özellikle DEM Parti ile ittifak yaptığı iddia edilen büyükşehir ve ilçe belediyelerine yönelik gözaltılar, görevden almalar ve tutuklamalar, CHP’de adeta bir siyasi operasyon havası yarattı. Kimi belediye başkanları sabah baskınlarıyla gözaltına alınırken, kamuoyuna yansıyan dosyaların büyük bölümü idari işlemler üzerinden şekilleniyor. Bu durum, “hukuk mu işletiliyor yoksa siyaset mi dizayn ediliyor?” sorusunu beraberinde getiriyor.
Özgür Özel’in Savunma Seferberliği
Özgür Özel’in bu süreçte sergilediği tavır da dikkat çekici. Parti içi krizlerle uğraşan Özel, bir yandan da belediye başkanlarına yöneltilen baskılara karşı kamuoyunda savunma hattı oluşturmak için adeta bir “kriz turuna” çıktı. İstanbul, Diyarbakır, Antalya, Adana, Mersin… Birçok kente giderek hem mitingler düzenliyor hem de “partimizin belediyelerine sahip çıkacağız” mesajı veriyor.
Ancak bu çırpınışlar, hem iktidarın saldırılarını durdurmaya hem de parti içindeki dağınıklığı toparlamaya yetiyor mu? Kamuoyunda birçok kişi bu seferberliğin samimiyetine inanmak istese de, Özel’in etrafındaki kadrolar hâlâ kendi pozisyonlarını koruma derdinde. Oysa böyle bir süreçte CHP’nin daha örgütlü, daha kenetlenmiş ve daha net bir duruş sergilemesi gerekirdi.
Değişim Nerede Takıldı?
Parti içinde “değişim” söylemiyle koltuklar el değiştirse de, zihinsel dönüşüm sağlanamadı. Belediye başkanlarıyla genel merkez arasındaki bağlar yeterince güçlü değil. Özgür Özel’in miting meydanlarında savunduğu başkanlar, aynı zamanda CHP içinde bile yeterli destek bulmakta zorlanıyor. Bu da, Özel’in çabasını daha çok kişisel bir direnç gibi gösteriyor.
Oysa Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferinde CHP’nin hem içeriye hem dışarıya güçlü bir birlik mesajı vermesi gerekiyor. Partinin iktidar alternatifi olabilmesi için sadece savunma pozisyonunda kalması yetmez, aynı zamanda kendi vizyonunu ve çözüm önerilerini net bir şekilde ortaya koyması şart.
Sonuç Yerine: CHP Nereye Gidiyor?
CHP bugün, hem içeriden hem dışarıdan sıkıştırılmış bir yapı hâline geldi. Belediye operasyonları, partiye gözdağı niteliği taşıyor olabilir. Ancak esas tehdit, CHP’nin bu saldırılara karşı bütünlük içinde yanıt verememesi.
Özgür Özel’in çabaları takdir edilebilir. Ancak bir liderlik sadece meydanlarda değil, parti içindeki uyumu sağlamakla da ölçülür. CHP artık yol ayrımında. Ya bu baskılardan bir bütün olarak çıkıp Türkiye’ye umut olacak, ya da kendi iç çekişmelerine ve dağınıklığına yenik düşerek siyaset sahnesindeki etkisini yitirecek.
O halde bir kez daha soralım: CHP’de neler oluyor? Ve belki daha önemlisi: Bu olanlar karşısında CHP ne yapacak?