Deccal Zihniyetinin Ayak Sesleri: İsrail’in Azgınlığı ve Beklenen Kıyamet

İsrail yine bildiğimiz gibi…
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Suriye’nin başkenti Şam’a bombalar yağdırmaya başladı. Sivil, çocuk, kadın demeden… Ne ar ne vicdan var, ne de insanlık! Bir kez daha İslam coğrafyasına ölüm, yıkım ve gözyaşı taşıyorlar. Peki niye?
Nedir bu azgınlığın sebebi?
Çünkü derdi belli:
Orta Doğu’yu kan gölüne çevirmek, İslam’a diz çöktürmek. Başka hiçbir açıklaması yok!
Birileri hâlâ strateji, siyaset diye konuşsun dursun; ortada can var, kan var, ölüm var!
Soruyorum:
İslam orduları neyi bekliyor?
Kimden korkuyorlar?
Yoksa birilerinin gözdağı mı yetiyor bu kadar devlete? Yazık! O bombaların altında bebekler aç, susuz, çaresiz can veriyor.
Benim artık içimde bir şüphe var dostlar…
Şu deccal dedikleri yaratık varsa, o kesin Netanyahu’dur!
Tıpkı bir şeytan gibi kin kusuyor, dünyayı ateşe sürüklüyor. Türk milletini, ümmetin liderini, yeniden sahaya sürmek için kışkırtıyor sanki!
Ama bence yanlış hesap! Biz biliriz zamanı, biliriz yeri… Unutmasınlar: Bir gece ansızın da gelebiliriz…
Bir gün sabır taşı çatlar, sonra kıyamet kopar!
Ve o zaman iş işten geçmiş olur…
Bu azgınlığın, bu kibrin bir sonu olacaktır.
Belki de kıyamet sahiden kopacak.
O gün geldiğinde, ölen ölsün…
Kalan sağlarsa, altın çatal altın kaşıkla yemek yer artık.
Ama herkes şunu iyi bilsin:
Biz bu zalime “Dur!” dediğimiz anda, dünya yerinden oynar.
Ve oynayacak da…