Milletini Yaşat ki Devlet Yaşasın

Koskoca bir devletiz, öyle diyoruz ya… Mangalda kül bırakmıyoruz. Peki, bu devleti “devlet” yapan millete ne kadar sahip çıkıyoruz?
Hani deriz ya, “demokrasilerde çareler tükenmez.” Ama gelin görün ki milletin karşısına çaresizlikten başka bir şey konmuyor.
Ekonomi krizde… Çarşı-pazar yanıyor. Emekli desen perişan. Yıllarca çalışmış, alın teri dökmüş, ülkenin kalkınması için çabalamış. Şimdi hayatının son demlerinde, en kırılgan döneminde ay sonunu getirmek için sürünüyor.
Ev yok, iş yok, maaş yetmiyor. Elektrik, su, doğalgaz faturaları bir darbe, kira bir darbe. “İş bul” desen yaşından dolayı kimse kapıyı açmıyor. Bu mudur yani, bu mu hak ettiği?
Bakın, kimse saraylarda yaşamak istemiyor. Bu insanlar sadece insan gibi yaşamak istiyor. Bari şu emekliye bir kira desteği verin. Evi olmayana kafasını sokacak bir yuva sağlayın. Elektrik, su, doğalgaz gibi temel giderlerde %50 indirim yapın. Hayatlarının son döneminde hiç değilse “iyi ki bu devlet var” desinler.
Dünya bizi konuşacaksa, lüks araçlarınızla, şatafatlı binalarınızla değil, milletine sahip çıkan bir devlet olduğumuz için konuşsun.
Unutmayın:
Milletini yaşat ki devlet yaşasın.
Yoksa tek başına koskoca bir devlet değil, koca bir hiç olursunuz.