Yangın Güvenliği: Artık Kimse Kaçamaz!

Türkiye’de yangın haberleri artık sıradanlaştı. Bir otel, bir hastane, bir yurt ya da bir fabrika… Alevler yükseliyor, ardından can kayıpları, gözyaşları, “ihmal” manşetleri… Hep aynı senaryo. Ve ne yazık ki ders alınmıyor.
Oysa çözüm belli: Yangına dayanıklı malzeme kullanmak. Başta da yangına dayanıklı boya. Basit gibi görünen bu önlem, felaketlerin önüne geçebilir.
Bolu’daki Yangın Bize Ne Gösterdi?
Herkesin hafızasında taze… Bolu’daki otel yangını. İnsanlar cayır, cayır yanarak can verdi. Peki soruyorum: Bu tür ürünler, yani yangına dayanıklı boyalar, kaplamalar bu binalarda olsaydı o kadar can gider miydi?
Üstelik işin ironisi şu: O otelin sadece bir günlük geliriyle tüm binanın ahşap kısımları bu boyayla korunabilirdi. Bir günlük kazanç uğruna onlarca insanın hayatı hiçe sayıldı. İşte mesele tam da bu!
Herkesin Sorumluluğu Var
Buradan açıkça çağrı yapıyorum:
-
İktidar ve hükümet yetkilileri: Denetimleri sıkılaştırmak, sertifikasız binalara izin vermemek sizin göreviniz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı başta olmak üzere Turizm Bakanlığı da bu konuyu artık gündeme alsın. Bu sezonu böyle atladınız ama yeni sezonda kimse yangına güvenli olmayan yada sertifika hakkını kazanmayan otellerin içeriye müşteri almasına izin vermesin. Olabilecek bir faciada sonra tek suçlu sizi olursunuz buda böyle biline.
-
Belediyeler: Ruhsat verirken yangın güvenliği şartlarını göz ardı etmeyin. Boyaysa boya , kapıysa kapı şartlar öncelikle yangına korunaklı hale gelsin de nasıl gelirse gelsin, yok illaki çelikten kapı takılacak diye kimseyi zorunlu tutmayın ve de bilgi kirliliği yaşatmayın.
-
Otel ve motel sahipleri: “Maliyet” diyerek işin kolayına kaçmayın. Birkaç bin lira için onlarca insanın hayatını riske atamazsınız.
-
Hastane yöneticileri: İnsanların canını emanet ettiğiniz mekânları güvenliksiz bırakmaya hakkınız yok.
-
Vatandaşlar: Siz de kaldığınız otelde, gittiğiniz hastanede bu önlemleri sorgulayın. Hak talep edin.
Az Zaman Kaldı
Denetimler hızlanacak. Ama biz hep denetimden önce “ihmal”, denetimden sonra “felaket” gördük. Bu sefer farklı olmalı. Bu sefer görevini yapmayanın yanına kâr kalmamalı.
Son Söz
Herkesi göreve davet ediyorum. Çünkü bu mesele siyaset, para ya da gösteriş meselesi değil; doğrudan hayat meselesi.
Bir günlük kâr için onlarca canı toprağa vermeye kimsenin hakkı yok. Yangına dayanıklı boya ve benzeri güvenlik önlemleri ertelenemez. Aksi halde, her ihmalin altında imzası olan herkes, yarın yaşanacak bir felaketten sorumlu olacaktır.