Haaayyydiii yaa Allaaahhhh…

Farkında mısınız artık kimse Bitcoin, sanal para veya Meta verse lafı etmiyor. Gerçek hayat herkesi dötündan pıçakladı sanki. Kendi payıma düşünüyorum da birde burada yaşadıklarımızdan sonra Cehenneme gideceğim…
Gerçeğin tipi bozuk olduğunda, yakışıklı bir yalan iyi gider. Yok mu şöyle en az benim kadar yakışıklı bir yalanınız, söyleyin de inanayım. Çok ihtiyacım var, yalan da olsa iyi bir şeyler duymaya. Bana ayükünüz mü?
Ha bu arada kıymetli hemşerim İbrahim Tatlıses, kafasından kurşun yedi ölmedi. Trafik kazası geçirdi ölmedi. Daha da başına kim bilir neler geldi ölmedi ama sanırım Berdan Mardini’nin “Ayağında Kundura” yorumunu dinleyince ölebilir…
Vezir kaleyi alır, Kalede fili alır, At baki kalır. Çayda harareti alır aslında. Bilemedim şimdi, en iyisi tavla oynayayım ben…
La bana öyle bi bakıyorsunuz ki sanırsın 5 kafam, 4 tane bacağım, 8 kolum, 10 kuyruğum var. Hiç mi çirkin görmediniz karşiimm ayıp oluyor. Bu arada Avrupa’da araştırma yapmışlar; Türkler telefona bakmadan en fazla 13 dakika durabiliyormuş. Hey yavrum hey 13 dakikada 13 gündem değişiyor bizim ülkede, beş dakika twitter’a bakmayınca on yıl geriye gidiyon. Elin Avrupa’lısı bilemez bunları…
Türk edebiyatında;
13.yy: taşlama
17.yy: hiciv
19.yy: eleştiri
21.yy: göndermeli tivit, laf sokmalı facebook, kıskandırmalı instagram, taşlamalı story…
Bu arada satılık ziftin olsun, Selânik’ten kel gelirmiş…
Stefan Zweig’ın da dediği gibi: “Ben söylediklerimden sorumluyum, anladıklarınızdan değil…” Tercümesi; ben lafımı ortaya kodum, üstüne alınan alınsın.
Ya bir düşünün; İngiltere’de doğmuşuz tüm gün sütlü çay içip doğayı izliyoruz, tek derdimiz ise prens hangi kızla evlenecek falan yani! Bi de bize bak, 50 yaşına gelene kadar üçüncü dünya savaşını görmedik onu da üç beş seneye görürüz. Bi salın bizi artık, salın anasını satam, bi düşün yakamızdan. Haaayyydiii yaa Allaaahhhh…
İlk görüşte aşka inanır mısınız, yoksa ağzınızı burnunuzu kırayım mı? Evet bizimkisi bir aşk hikayesiydi aslında; köpekbalığına kafa tutan karides misali…
An itibariyle verimsiz saatlere giriş yaptık. Yatıp uyuyayım desen düşünceler uyutmaz, kitap okuyayım desen ikinci sayfada uykun gelir, filme başlasan çok geç. Hiç bir şey yapmadan duvarı izleyebilirsin anca Ali Rıza bey gibi…
Cemil Meriç ne kadar güzel dile getirmiş; İnsan, toplama çıkarmanın konusu olabilir mi?
İkinin üçe feda edildiği yer, siyaset olmalı…
İnancınız olsun Ebu Cehil yaşasaydı bu kadar kötülüğü yapamayacağı için hasetinden çatlardı emin olun. Ben 90’lı yıllarda, 2000’ler için uçan arabalar hayal ediyordum. Yıl olmuş 2025, hala bozuk kumandayı dizime vurarak tamir ediyorum.
Gelelim toplumsal meşaşımıza; Ülkemizde En Büyük 2 Sorun Şu Aslında:
1) Rakı içen insanları ”kötü” zannetmek…
2) 2 rekat namaz kılan insanları da ”iyi” zannetmek…
1071 yılında Malazgirt’te Anadolu’yu Türklere yurt olarak açan atamız Alparslan’ı ve aziz askerlerini, 1922’de o kutlu emri vererek Büyük Taarruz’u başlatan ATATÜRK ve aziz askerlerini saygı ve sevgi ile yad ediyorum.
Torunlarınız sizleri unutmadı, unutmayacak!
Ruhunuz şad olsun!
Hayırlı Carşambalar…
Rabbim ben ve alayınızın hayatında ki eksiklikleri tez zamanda doldursın
Direnin ey insanlar, hatta direnirken de gülümsemeyi bırakmayın. Saygı ve hürmetle büyük küçük demeden alayınızın ellerinden öperim…
Unutmadan; Cesaret bulaşıcıdır…
10 kuruşluk pul ve imza…
“Okuyucular üzülmesin, çünkü; Bozkurtlar dirilecektir.”