Bunların Demokrasi Anlayışı Dahi Algı!

Bir ülke halkının tamamına yıllardır gece gündüz sadece tek bir siyasi partinin iç ilişkileri dinletiliyor.
Yönetimine, üyelerine, sempatizanlarına değil halkın tamamına.
Ortalık olmuş yangın yeri, milletin yüzde yetmişinin insan gibi yaşayabilmek için anası kan ağlıyor ama gündem CHP’li Özgür Özel ne düşünüyor…
Mal mıyız biz?
Bu memleketin bunca derdi varken, hadi ortalama 15- 20 milyonu çık geri kalan 65 milyonun sorunumudur CHP?
Yolsuz, hırsız, ahlaksız denilen insanlar, aylarca yıllarca konuşturulur ve dinlemeye, izlenmeye, oy verilmeye yani halkı yalanla doldurup, algı ile sömürülmelerine mahal verilir mi?
Siyaset adı altında, duymadığımız küfür, uğramadığımız tahrik, ayrıştırılmadığımız kavram kaldımı?
Bunların Demokrasi Anlayışı Dahi Algı!
Bir siyasi parti düşünün Türkiye’nin kurucu partisiyiz diyen ve içerisinde yüz yıldır binlerce siyasetçinin girip çıkmasına rağmen Türkiye adına hiç siyaset üretememiş bir parti.
Ürettiklerini iddia ettiklerinin sadece kendi kendilerinin kuyusunu kazmak olduğu bir iç kargaşa partisi.
Atatürk’ün ölümünün ertesi günü İsmet İnönü tarafından görevinden alınan genel sekreter Şükrü Kaya’nın ardından gelen Refik Saydam tarafından değiştirilen parti tüzüğü ile ” Bu parti Atatürk’ün değil, İsmet İnönü’nün partisidir” diyen bir geçmişin uzantıları ile bugünlere, kendi içerisinde bitmek tükenmek bilmeyen kuyu kazmalar, ihanetler, ihraçlar silsilesi ile gelmiş bir parti.
Chp nin arkasından “kurucu Atatürk” kelimesini çıkartın geriye ne kalır, ne ile anılır?
Kim ne düşünür bilemem ama, benim indimde CHP Atatürk’e ihanet, Türk milletine mağduriyet partisidir.
Ve halkın bir bölümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duyulan şuursuz tepkinin sayesinde ortamı değerlendiren dış aktörlerin sürümden kazandığı, raf ömrü dolana kadar siyasetçi üretip sattığı dükkanıdır.
CHP’ lilerin kendilerine sorarsan, parti içerisinde ki bitmek bilmeyen muhalefet ile övünürler ve demokrasinin sonucu derler.
Fakat partinin tüm tarihi ve gelinen son hali gösterir ki, bunların demokrasi anlayışı bile algı.
Çünkü başta olan kişinin ve kadronun karşısında fikri olan kovulur, karşıt fikre tahammül yoktur, anında kutuplaşılır ihanet başlar ve aslında nefret ettiklerini iddia ettikleri o ” Tek Adam” sevdası her başa gelende vardır.
Türkiye Halkı sadece terör örgütlerinden yıllarca mağdur olmuş bir halk değil, siyasetçilerinden de hep mağdur yaşamış bir halktır.
Omuzlarında ki faturaların, yaşam mücadelesinin ağırlığı ile ezilen halk, siyasetçilerin küstahlığını, yalanlarını, it dalaşlarını da ödemek zorundadır, ama markette, ama adalette, hatta ölümünden sonra ardından gelmeye devam eden faturalarda bile.
Türkiye siyaseten kısır bir gündeme hapsedilmiştir. Bunu aşmak sıradan vatandaşın değil, Devletin kurumlarının vazifesidir. En ağır karar dahi kararsızlığın verdiği yıllara yayılan tahribattan iyidir.
Selmin PAZVANTOĞLU