USD39,30
%0.32
EURO44,96
%0.28
BIST9.019,57
%-1.65
Petrol62,78
%-0.90
GR. ALTIN4.153,30
%-0.45
BTC4.093.549,34
%-0.72
İstanbul
Ankara
İzmir
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkâri
Hatay
Iğdır
Isparta
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Selmin Pazvantoglu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İnadına Sersemlik!

İnadına Sersemlik!

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İNADINA SERSEMLİK !

Tarih 27 Mayıs 2025, yer İstanbul Bağdat caddesi,
Fenerbahçe neyi kutladı? Beko EuroLeague basketbol şampiyonluğunu.
Aynı gün Galatasaray neyi kutladı? 2024-25 sezonu süper lig futbol şampiyonluğunu.

Türkiye’nin geneli düşünüldüğü zaman ağırlıklı olarak bir futbol ülkesidir, her ne kadar basketbol veya voleybol gibi top ile oynanan sporların meraklı kitlesi olsada asla futbolun yerini tutacak çoğunluğa erişememiştir.
Buna rağmen böyle bir kutlamayı ne 7 yıl öncesi basketbolda yine aynı şampiyonluğu alan fenerbahçe ne de bağdat caddesi görmemişti. Yüzlerce insana takımın Basketbol oyuncularının yada teknik direktörünün adını sorsanız kaç kişi söyleyebilirdi bilemiyorum.

Anlatmadan önce sormak istiyorum;
Ana arter yol nedir?
Ana arter yollar kimin sorumluluğundadır?
İnsan hayatı riskine karşı ne garantiniz vardı?
Kamu malına ve özel mallara, konutlara, iş yerlerine karşı ne garantiniz vardı?
Binlerce ailenin yaşadığı apartmanların köşelerinde tuvaletlerini yapanların, fütursuzca cinselliğini yaşayanların, sarhoşların, hapçıların içerisine karıştığı kontrolsüz kitlenin nereye evrilebileceğine dair ne garantiniz vardı?

Memleket de TUSAŞ’a kadar bagajında bir ceset ve kolunda ağar silahla girebilenler olmuşken, böylesi bir kontrolsüz insan gücünün içerisinde topluma hiç zarar gelmeyeceğinin garantisini vermek kolay değildir.
Hele ki bu tarz kitleleri kullananların, içerisine kolaylıkla marjinal kişileri saklayanların olduğu bir dönemde.

Soruyorum, bu mahşer kalabalığın içerisine bıçaklı, silahlı, bombalı birilerinin karışmayacağına dair nasıl bir garanti verilebilir?
Yıllardır hiç bir olay çıkmasın, bir daha kimsenin burnu kanamasın diye düşünülerek her türlü gösteriye, eyleme kapalı tutulan Taksim meydanı bile inanın 27 Mayıs gününün Bağdat caddesinden daha güvenlidir.
Bariyerler çekilir, üst araması yapılır, tomalar gelir, olası bir duruma karşı yüzlerce emniyet gücü hazır bekler ki vatandaşa zarar gelmesin, öfke ve kin masumların yaşam hakkını, canını malını elinden almasın diye.

Ama bu siyasi eylem falan değildi ki, sözde hepsi Fenerbahçe taraftarı ve sözde hepsi basketbol takımının şampiyonluğunu kutladı, İyi de nereden bildiniz, nasıl emin olabildiniz de kilometrelerce boydan boya caddede, hatta fenerbahçe semtinde, hatta Kadıköy’de milyonlarca insanın tek bir kıvılcım ile perişan olmayacağından.

Biliyorum ki Devlet zaten müdehale ederdi, Çevik kuvvet ve diğer Emniyet birimleri sahadaydı zaten ama neden müdehalelik, çatışmalık bir ortama çanak tutulsun ki?
Neden bu sapkın ve öfkeli şuursuz kitle için Polisimizin ayağına taş değsin?
Sonun da görev başında olduğundan 3 dakikalık bir şehit haberi ardından unutulan yüzlerce yiğit ya da sıradan bir anne, bir baba, bir evlat.

İşin gerçeği, Son bir yıl caddeyi adeta zapt etmiş, her gece sabahın ilk ışıklarına kadar egzoz patlatan, arabalardan naralar atan, her fırsatta korna çalarak eylenen, çok sıklıkla kaldırımlara çıkıp araba parçalayarak kaza yapan ve aslen muhitin çocukları olmayan, taşıma bir kitle hep var.
Trafik kontrollerine rağmen kafa tutan, sarhoş, uyuşturucu bağımlısı, asla laf anlatamayacağınız hırs dolu, öfke dolu ve bir yerlerden buralara adeta tuşa basıp yönlendirilmiş bir kitle.
Bölgede yaşayan gerek yerlisi, gerekse yıllar önce yerleşenleri maalesef İstanbul’un göbeğin de en ünlü caddesinde ki bu şekilsiz işgali ve tehlikeyi sabırla, birazda korkuyla ses çıkartmadan sineye çekiyor, yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

27 Mayıs gecesi, sahada ki tüm emniyet birimlerinin, içerisinde görev yaptıkları çok büyük ve dağınık kalabalığı sadece sabır ve metanet ile profesyonelce izlemesi neticesinde ortam kitlesel bir sıkıntıya dönüşmedi.
Kavgalar çıktı, iş saati bitimi mağazalarda, ofislerde çalışanlar evlerine gidemedi, cadde üzerinde ki apartmanlara lazım olduysa ambulans gelemedi, gelse bile saatlerce gidemedi, bu bölgede yaşayan ve normal olarak Fenerbahçe yerine Galatasaray takımını tutan binlerce insan evlerinde cadde dolusu şerefsiz tarafından ana avrat küfür dinledi, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’a hakaretler haykırıldı.
Bu arada bazı medyada kutlamanın yapıldığı yer olarak verilen nokta inatla ” Göztepe Parkı” olarak geçti, çünkü mantıken Bağdat caddesi, ana arter yani “yüksek kapasiteli, otoyollara, otobanlara mümkün olan en yüksek seviyede hizmet veren kentsel yol” olduğundan hiç bir ülkede, hiç bir organizasyonda saatlerce, umulmadık bir terör eylemi veya çatışma alanı haline gelmediği sürece keyfi olarak kapatılamayacağından dolayı hemen yanıbaşındaki Göztepe Parkı kutlama alanı olmalıydı.
Ama maalesef parka ne giren oldu ne çıkan tüm gece boyunca bomboştu en azından çimenler, çiçekler sağlam kaldı.

İnsan düşünmeden edemiyor, dünya bunca sıkıntılı günlerden geçerken, Memleketin her bir sınırında bombalar yağarken, bir uçağımız, bir gemimiz olsun diye dedelerimizin hayallerinin peşinde göz kırpmadan çalışanlara rağmen, birileri zevk mi alıyor acaba, her seferinde teğet geçen ama gittikçe daralan bu çemberin içerisinde aksiyon aramaktan?
Aylarca evini göremeyen askerlerin, sınır boylarında ölenlerin, yatağı taş üstünde olanların sayesin de sizler caddelerde salya sümük köçeklik ediyor ve kasıtlı olarak ettiriliyorken unutmayın ” Dağ ne kadar yüce olursa olsun, üstünden mutlaka bir yol geçer” ama patika ama cadde, ama otoban…

Selmin PAZVANTOĞLU

İnadına Sersemlik!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Girdap Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!