Dikkatli bir arkadaşım, “Kel Diva”nın Paris’le başlayan Avrupa turnesi hakkında yazdığım son yazıda ciddi bir hata yapmış olduğumu dostça belirtti.
Arkadaşım, “Bu kadar da olmaz! Absürt tiyatrodan, Ionesco’dan bahsediyorum ama daha ilk paragrafta absürt ötesi büyük bir yanlış bilgi vermek neyin nesi?” diyerek eleştirisini dile getirdi. “Oyunun Avrupa turnesi, İstanbul prömiyerinden önce başlamadı! Aksine, ‘Kel Diva’nın yeni yorumu geçtiğimiz sezon İstanbul’da kapalı gişe sahnelendi ve ödüller kazandı. Bunu sağır sultan bile duydu ama sen ya duymamışsın ya da unutuvermişsin!” ifadelerini kullandı.
Bu eleştirinin ardından, Zeki Demirkubuz devreye girdi. Yeni filmi “Hayat”ın dikkatli bir izleyicisinden gelen bir soruya, “Hiçbir nedeni yok, düpedüz çekim hatası” yanıtını verdiğini önceden duyduğumda, kendisini içtenlikle tebrik etmek istedim.
Demirkubuz’un bu açıklaması, eleştiriye olan yaklaşımını göstermekteydi. Örneğin, “Duvar saatinin her zaman yanlış saati çaldığı; bir adamın ölüm tarihinin 30 saniye içinde ardı ardına üç kez değiştiği ve evli bir çiftin sizi bir yerden tanıyormuş gibi beş dakika boyunca birbirlerini tanımaya çalıştıkları ‘Kel Diva’nın biçimsel absürtlüğüne gönderme yaptım” demekle yetinmiyor, bu hatayı kabul ediyordu.
Bu durumda, Demirkubuz’un yaklaşımını “kıvırtacak” şekilde savunmak istemiyorum. Yapılan hata açık ve net. Bunun için özür dilemeyi kabul ediyorum.