Yazla birlikte kene haberleri gelmeye başladı. Vakalar artarken halk arasında endişe de büyüyor. Parklar, bahçeler, yeşil alanlar ne kadar tehlikeli? Kenelerden korunmanın yollarını ve dikkat edilmesi gerekenleri uzmanlara sorduk.
Havaların ısınmasıyla birlikte keneler de sahaya indi, kene vakalarına dair haberler yeniden gündeme geldi. Sağlık Bakanlığı şu an için endişe yaratacak ekstrem bir durum olmadığını açıkladı, ancak ülkenin dört bir yanından gelen kene haberleri özellikle sosyal medyada halk arasında tedirginliğe yol açtı.
Biz de merak edilenleri uzmanlara sorduk: Keneler ne kadar tehlikeli, nasıl korunmalı, ısırdığında ne yapılmalı? Enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. Süda Tekin ve iç hastalıkları uzmanı Dr. Yavuz Öztürker sorularımızı cevapladı.
Kene ısırması değil, ‘kene tutunması’ ifadesinin daha doğru olduğunu söyleyen Prof. Dr. Süda Tekin, kenenin vücutta tesadüf eseri bulunması durumunda en yakın sağlık kuruluşuna gidilmesini ve bu işle ilgilenen bir uzman hekim ya da sağlık çalışanı tarafından çıkarılması gerektiğini, bireysel müdahalelerden kaçınılmasını söylüyor.
Peki, kene çıkarıldıktan sonra ne yapmalı: “Kene çıkarıldıktan sonra gerekli yara bakımı sağlanmalı ve kişi takibe alınmalı. Yaz aylarında insanlar sokaklara çıkıyor, kırsal veya ormanlık alanlara daha çok gidiyor. Bu alanlardan piknik ve benzeri yürüyüşlerden geldikten sonra mutlaka tüm vücut, özellikle ayak bilekleri, kasıklar, saç bitim yerleri, boyun gibi bölgeler tek tek incelenmeli. Vücutta kene tutunması bu şekilde erken yakalanabilir.”
‘Panik yapmayın’
Dr. Yavuz Öztürker’in aktardığına göre Türkiye’de bugüne kadar 40’a yakın kene türü tes-
pit edildi. Bunlardan en tehlikelisi, Kırım Kongo kanamalı ateşine neden olan Hyalomma marginatum. Köpeklerde görülen ve ‘kahverengi köpek kenesi’ diye bilinen Rhipicephalus sanguineus, lyme hastalığı ve ensefalit virüsü taşıyabilen Ixodes ricinus ile tulyaremi ve
Q humması gibi zoonotik hastalıkları bulaştırabilen Dermacentor marginatus da riskli türler arasında.
Kene yapıştığında çoğu zaman hissedilmediğini aktaran Öztürker, fark edildiğinde yapılması gerekenleri şöyle sıralıyor: “Panik yapmayın. Keneyi asla kendiniz çıkarmaya çalışmayın. En kısa sürede bir sağlık kuruluşuna başvurun. Keneler cilde ağız parçalarıyla sıkıca tutunur. Zorlayarak çıkarıldıklarında bu parçalar deride kalabilir ve enfeksiyonlara yol açabilir. Kene ezilirse ya da sıkılırsa taşıdığı virüs ya da bakteriler doğrudan vücuda geçebilir. Keneler uygun şekilde çıkarılmadığında yaklaşık 30 farklı virüs, bakteri, parazit ve riketsiya türünü bulaştırma riski taşır. Kolonya, deterjan, çakmak gibi maddeler keneye kesinlikle uygulanmamalı. Bunlar kenenin kusmasına yol açarak taşıdığı patojenlerin daha hızlı bulaşmasına neden olabilir.”
Nasıl önlem almalıyız?
Uzmanlar özellikle kırsal alanlara yapılacak ziyaretlerde alınması gereken önlemleri şöyle sıralıyor:
◊ Mümkün olduğunca kapalı kıyafetler giyilmeli.
◊ Açık renkli giysiler tercih edilmeli.
◊ Yere serilecek örtüler de açık renkli olmalı.
◊ Pantolon paçaları çorap içine sokulmalı.
◊ Açıkta kalan vücut bölgelerine böcek kovucu sprey uygulanmalı.
Bu belirtilere dikkat!
Kene teması sonrası şu belirtiler görülürse vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalı:
◊ Ateş
◊ Baş ağrısı
◊ Bulantı ve kusma
◊ Eklem ağrıları
◊ Vücutta nedeni bilinmeyen kanamalar