Necip Fazıl Kısakürek’in Türk edebiyatının önemli eserlerinden biri kabul edilen ‘Bir Adam Yaratmak’ adlı tiyatro oyunu, 87 yıl aradan sonra beyaz perdeye uyarlanıyor. Bu kapsamda çekimleri tamamlanan film, uluslararası festivallerde gösterilecek ve Kısakürek’in eserini dünya genelinde tanıtmayı hedefliyor. Projenin 2026 yılında sinemalarda vizyona girmesi planlanıyor.
Eser ilk kez 1937-1938 sezonunda ünlü Türk tiyatrocu Muhsin Ertuğrul tarafından Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmiştir. 1977 yılında ise yine Kısakürek’in bu eseri, Yücel Çakmaklı tarafından üç bölümlük bir televizyon dizisi haline getirilmiştir. Yeni sinema uyarlaması ise Murat Çeri tarafından yönetiliyor ve başrollerinde Engin Altan Düzyatan ile Gülper Özdemir yer alıyor. Ayrıca, filmin kadrosunda Altan Erkekli, Serpil Tamur, Deniz Barut, Hakan Meriçliler, İsmail Hakkı, Murat Serezli ve Caner Topçu gibi yetenekli isimler de bulunuyor.
GİŞEYE ACELEMİZ YOK
Filmin yapımcılığı Filimetre Medya Yapım tarafından üstlenilmiştir ve Kültür ve Turizm Bakanlığı da projeye destek vermektedir. Çekimlere 7 Ekim’de Üsküdar’da başlandı ve 22 gün süren yoğun bir çalışma ile tamamlandı. Yönetmen Murat Çeri, çekim süreci hakkında başarılı geçişlerle ilgili olumlu geri dönüşler aldıklarını belirtti. “Esere inandığımız için çekimler çok iyi geçti. Oyuncuların ve ekibin inancı sayesinde samimi ve uyumlu bir ortam oluştu” şeklinde ifadelerde bulunan Çeri, projenin titizlikle hazırlandığını vurguladı. Ayrıca, “Planladığımız sürede bitirdik ve istediğimiz sonuçları elde ettik” diyerek, ekibin özverisine dikkat çekti.
Şu an kurgu aşamasında olduklarını belirten Murat Çeri, “Ses, renk düzenlemeleri ve CGI (bilgisayarla oluşturulan görseller) işlemleriyle birlikte 3-4 aylık bir kurgu sürecimiz olacak. Hedefimiz, filmi uluslararası festivallerde tanıtmak. Gişeye acelemiz yok; önce dünya prömiyerini gerçekleştirmek, ardından Türkiye’deki festivallerde yer almak istiyoruz” dedi.
Murat Çeri, aynı zamanda Necip Fazıl Kısakürek’e olan hayranlığını da dile getirerek, “’Bir Adam Yaratmak’ı lisedeyken tiyatroda izlediğimde çok etkilenmiştim. Filmini yönetmek benim için büyük bir onur” şeklinde konuştu. Bu eserin hem edebi sanat değeri hem de sahne performansları ile Türk tiyatrosuna katkısını vurgulayan Çeri, projenin her aşamasında bu değerleri korumaya büyük özen gösterdiklerini bildirdi.