Düşen alım gücü ve artan enflasyonist baskı, milyonlarca vatandaşı temel ihtiyaçlarını karşılamak için kredi kartlarına yöneltiyor. Harcamalarda sunduğu kolaylık nedeniyle vazgeçilmez bir ödeme aracı olan kredi kartları, ay sonu geldiğinde pek çok kişi için kabusa dönüşebiliyor. Borcun tamamını kapatmakta zorlanan tüketicilerin sığındığı “asgari ödeme” seçeneği ise kısa vadeli bir çözüm gibi görünse de aslında borçları katlayan bir faiz tuzağının kapısını aralıyor.
Faiz Faizi Doğuruyor
Finans uzmanları, kredi kartı borcunun sadece asgari tutarını ödemenin, borç döngüsünü başlatan en yaygın hata olduğunun altını çiziyor. Bir tüketici, dönem borcunun asgari tutarını ödediğinde, geriye kalan anapara bir sonraki aya devreder. Ancak bu devir, anaparaya mevcut en yüksek akdi faiz oranının uygulanmasıyla gerçekleşir. Bu durum, “bileşik faiz” etkisi yaratarak borcun her geçen ay katlanarak büyümesine neden olur.
Konuyla ilgili görüş bildiren ekonomistler, asgari ödemenin sürdürülebilir bir finansal alışkanlık olmadığını vurguluyor. Uzmanlar, “Kredi kartının asgarisini ödemek, yalnızca o anlık bir nefes alma aracıdır. Bu durum birkaç aydan uzun sürerse borç sarmalı kaçınılmaz olarak başlar. Kart sahipleri, bu tuzağa düşmemek için harcamalarını acilen kısmalı ve gelir-gider dengesini yeniden kurarak borçlarını tamamen kapatmaya odaklanmalıdır,” şeklinde uyarılarda bulunuyor.
Borcu Ertelemek Yerine Yönetmek
Uzmanlara göre borç döngüsünden kurtulmanın tek yolu, borcun tamamını zamanında ödemektir. Eğer bu mümkün değilse, asgari tutardan çok daha yüksek bir ödeme yaparak faiz yükünü hafifletmek kritik önem taşıyor. Aksi takdirde, kredi kartlarının sunduğu kolaylık, kullanıcıları beklenmedik ve yıkıcı bir mali yükümlülüğün altına sokarak finansal geleceklerini tehlikeye atabilir.
