İki yüz, birbirine yaslanmış ve gözleri kapalı. Belki bir rüyanın kıyısında, belki de derin bir düşünceye dalmışlar; aralarında sessiz bir iletişim mevcut. Bu sessizlik, kelimelerden çok daha fazlasını anlatıyor. Yaprak Kurtoğlu’nun yeni sergisine eşlik eden bu tablo, izleyiciyi sadece bakmaya değil, derinlemesine görmeye davet ediyor. Sanatçının eserleri, katman katman hikayeler barındırarak her bir izleyici için farklı duygusal deneyimler sunuyor.
Kurtoğlu’nun tuvallerinde zamanın eridiği, insanın iç sesinin yüzlere sinmiş bir hüzünle dışa vurulduğu görülüyor. Kahverenginin toprak rengi dokusu ve turkuazın hayaletimsi parıltıları, izleyiciyi derin düşüncelere yönlendiriyor. Sanatçı, ikilikleri, geçişleri ve iç içe geçmiş duyguları ustalıkla işlerken yalnızlıkla beraberliği, sessizlikle çığlığı aynı anda yansıtıyor. Bu eserler, insan ilişkilerinin karmaşıklığını ve duygusal durumların geçişkenliğini gözler önüne seriyor.
Yaprak Kurtoğlu, “Yüzlerin ardında saklanan fısıltılar, belki de en çok bakmadığımız yerden seslenir bize” diyor ve bu söylemiyle sergisinin temel felsefesini aktarıyor. Sanatçının eserlerinde insan yüzü bir harita gibi kullanılıyor; her bir çizgi bir anıdan, her gölge bir histen izler taşıyor. Bu biçimde, Kurtoğlu insan ruhunun derinliklerine iniyor ve izleyicilerinin duygusal bağ kurmalarını sağlıyor.
Valör Art House’un duvarlarında yankılanacak olan bu içsel anlatı, 26 Nisan’da izleyiciyle buluşacak. Sergi, 17 Mayıs’a kadar açık kalacak ve sanatseverler için her gün 17:00–20:00 saatleri arasında ziyaret edilebilecek. Bu süreçte serginin açılışı gerçekleştirilecek ve ziyaretçiler, Yaprak Kurtoğlu’nun derin anlamlar taşıyan eserleriyle tanışma fırsatını yakalayacaklar. Serginin sunumu, birçok kişiyle etkileşim kuracak şekilde tasarlanmış olup, izleyicilerin kendi hikayelerinde eserlerle bağ kurması teşvik ediliyor.