“Kuvayı Milliye’nin İnsan Manzaraları” adlı eser, 24 Ekim saat 20.00’de Ankara CSOA’da Ziraat Bankası Anasalon’da Devlet Çoksesli Korosu’nun eşliğinde sahnelenecek. Eser, Devlet Çok Sesli Korosu ve Oda Müziği tarafından yorumlanacak. Solistler arasında Evrim Özkaynak ve Umut Kosman yer alırken, anlatıcılık görevini Özgür Özaslan üstlenecek. Viyolonsel sanatçısı Burak Ayrancı ile klarnet sanatçısı Arda Serindağ’ın da performanslar sergileyeceği eserde ses tasarımı Cem Ergunoğlu tarafından gerçekleştirildi.
Koronun hazırlık sürecinde Burak Onur Erdem görev aldı ve orkestra şefliği Murat Cem Orhan’a ait. Nâzım Hikmet’in “Kuvayı Milliye” destanının, Kurtuluş Savaşı’nı anlatan en güçlü edebi eserlerden biri olduğuna dikkat çeken Orhan, eseri oratoryo formatında hazırlayarak seyircinin bu tarihsel dönemi canlı ve duyusal bir deneyim olarak hissetmesini amaçladığını belirtti. Tarihî olayların büyüklüğünü ve halkın cesaretini, müziğin gücüyle aktararak Kurtuluş Savaşı’nın epik ve insani boyutlarını sahneleyeceğini ifade etti.
Orhan, “Nâzım Hikmet, benim müziğimde önemli bir yere sahip. O, sadece büyük bir şair değil; insanlığın vicdanı, adaletin sesi ve özgürlüğün savunucusu” şeklinde konuştu.
Eserin oluşturulmasında bireysel ve toplumsal derin duyguların ön plana çıktığını dile getiren Orhan, “Kuvayı Milliye Destanı”nı bestelemenin, bu tarihsel ve insani değerleri müzik aracılığıyla yeniden hayata geçirmek olduğunu vurguladı. Nâzım Hikmet’in şiirindeki melodik ritmin, derinlik ve insan sevgisinin kendisi için sürekli bir ilham kaynağı olduğunu kaydetti.
Murat Cem Orhan, “Kuvayı Milliye’nin İnsan Manzaraları” ismini verdiği oratoryo için besteleme sürecini ise oldukça derin bir yolculuk olarak tanımladı. Bu süreçte, Nâzım Hikmet’in destanındaki kahramanlık, fedakârlık ve insan ruhunun direnci gibi temaları müzikal olarak ifade etmeye yönelik birçok yaratıcılık ve teknik aşama yaşadığını aktardı.
Orhan, “Nâzım Hikmet’in şiirini anlamak, şiir ve müzik arasındaki dengeyi kurmak en önemli başlangıç noktalarımdan biriydi” diyerek, oratoryonun yapısını oluştururken destanın dramatik ve duygusal iniş çıkışlarını müzikle ifade etmeye odaklandığını belirtti.
Eserde yer alan farklı bölümlerin çeşitli duygusal yoğunluk içerdiğini ifade eden Orhan, kahramanlık ve zafer temalarının yükselen müzikle, bireysel acılar ve savaşın yıkıcı etkilerinin ise daha lirik ve içsel bir müzikle aktarıldığını vurguladı. Orkestral yapının genişliği sayesinde bu dramatik geçişlerin dinleyiciye etkili bir şekilde ulaştığını söyledi. Solo enstrümanlar, koro ve orkestra arasındaki uyum ise duygusal yoğunluğu artırdı.